KASK - Kocaeli Fotoğraf Sanatı Derneği Suha Kocaoğlu Kupası 4. Fotoğraf Yarışması

Sayısal (Dijital)

İlgili kategoriye ait sonuç bilgileri aşağıda listelenmiştir.

Fotoğraf İsim Soyisim Fotoğraf Adı Ülke / Şehir
1. Tur Başarılı
Hakan ALTUNTAŞ ADEM USTA-1 Türkiye / Ordu
Adem Usta.. Ağaç, insanoğlunun varoluşundan itibaren hayatın her alanına girmiş doğal bir malzemedir. Geçmişten beri çok farklı alanda kullanılması medeniyetler açısından çok önemlidir. Ağaçtan elde edilen ürünler arasında gemiler, tekneler, kayıkla gibi su üstü taşıtlarıda bulunmaktadır. Anadolu’da Ahşap tekne yapımı antik dönemden beri süren bir gelenektir. Karadeniz’de ise İyon, Lidya, Pers, Amastris, Pontus, Roma ve Doğu Roma dönemlerinin ardından 1460 yılında Osmanlı egemenliğine girmesiyle tekne yapımı yüzyıllardır babadan oğula miras kalarak az sayıda usta tarafından, geleneksel teknik, yöntem ve malzemelerle devam ettirilmektedir. Ordu’nun Perşembe ilçesi Kışlaönü balıkçı barınağı’nda bulunan tekne ustaları gelişen teknolojiye rağmen el yapımı geleneksel ahşap balıkçı tekneleri üretmeye devam ediyor. Bunlardan birisi de yaklaşık üç kuşaktır bu mesleği devam ettiren ve 4. Kuşağa taşımaya hazırlanan Acartürk ailesinin 3. Kuşağını temsil eden Adem abidir. Adem abi bu mesleğe hemen hemen her ahşap tekne ustasında olduğu üzere dedesinin ve babasının yanında çırak olarak başlamış günümüzde de bir usta olarak kendi oğluna ustalığı öğreten biri haline gelmiştir. Adem abi geçimini bu zanaatten kazanan ve zamanının neredeyse tamamını bu işe harcayan biridir. Aynı zamanda marangozluk konusunda da engin bir bilgi birikimine haiz olan kişidir. Yapımın her aşamasında kendisi,oğlu ve birkaç arkadaşı ile birlikte çalışmaktadır. Bu seride sizi Adem abi ile tanıştırıyorum. İyi seyirler..
1. Tur Başarılı
Arif MİLETLİ KOZA Türkiye / Antalya
KOZADAN İPEĞE MUCİZEVİ DÖNÜŞÜM Ülkemizde ipekböcekçiliği 1500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Genellikle yardımcı bir tarım koludur. İpekböceği yetiştiriciliği, dut ağacının yetiştiği her yerde yapılabilir. Ailede yaşlı, genç herkes el birliğiyle emek verir. Türkiye’de ipekböcekçiliği ilmi esaslar dahilinde yapılmaya Bursa ipekböcekçiliği Araştırma Enstitüsünün kuruluş tarihi olan 1888 yılı ile başlar. Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında 859 sayılı kanunla Türkiye’de tohum üretimi, ipekböceği bakım ve beslemesi ile ilgili hususlar hukuki teminat altına alınmıştır. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra, Atatürk’ün “Kooperatif yapmak, zeka ve maharetleri, maddi ve manevi güçleri birleştirmektir” sözünden hareket ederek ülkemizde koza üretimini korumak ve arttırmak amacıyla 1940 yılında Bursa, Bilecik ve Adapazarı’nda ilk Kooperatifler kurulmuştur. Birlikten kuvvet doğar ilkesiyle bu kooperatifler birleşerek 11 Mayıs 1940 tarihinde S.S. Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğini (KOZABİRLİK) kurmuşlardır. İlk kuruluş yıllarından sonra yurt çapında gelişmeye çalışan Birlik, 1944 yılında Edirne’de, 1951 yılında Mihalgazi’de ve 1984 yılında Alanya’da kooperatifler açılmıştır. Japonların uzun yıllar süren çalışmaları sonucu 1946 yılında Dünya ipekböcekçiliğinde bir çağ değişimi yapan ve o güne kadar beslemeye alınan ırklara nazaran ipek verimliliğinin yüksekliği, hayat devrelerinin kısalığı ve hastalıklara dayanıklılık gibi birçok üstün özelliklere haiz polihibrid türler, ilk defa 1953 yılında Avrupa’ya gelerek 4-5 yıllık bir denemeden sonra bu bölgede beslenmeye başlamıştır. Ülkemizde yetiştirilen yerli ırk ipekböceğinin verimliliğinin düşüklüğü ve çeşitli hastalıklara karşı dayanıksız olması sebebiyle 1963 yılında Tohum Üretim İşletmesi kurulmuştur. Bu işletmede hastalıklara karşı dayanıklı, kutu başına verimliliği yüksek polihibrid ipekböceği tohumunun üretilmesi bir Japon firması ile işbirliğine gidilerek sağlanmıştır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu ipekböceği tohumları bu tarihten itibaren Birlik bünyesindeki Tohum Üretim İşletmesince üretilmektedir. Ülkemiz Dünyada kendi tohumunu üretebilen birkaç Ülkeden biridir. 1980 yılında dönemin en modern Japon teknolojisi ipek filatür ve bükme fabrikası kurulmuştur. Bu fabrikada bir süre ipekli kumaş ve halı imalatçılarının talepleri karşılanmış, Dünya standartlarına uygun, kaliteli ham ve bükülmüş ipek ipliği üretimi gerçekleştirilmiştir. Ancak bu fabrika Çin’in 1990’lı yılların başında çok ucuz fiyatlarla ipek ipliği satmaya başlaması nedeniyle 1995 yılında kapanmak zorunda kalmıştır. Yaş koza üretiminde Dünya rekoltesinin yaklaşık %80’ini oluşturan Çin, Hindistan ve Özbekistan’da son yıllarda üretimde meydana gelen azalmalar, ipek ipliğinin kullanım alanlarının önceki yıllara göre artması nedeniyle 1990’lı yılların başında başlayan ve 2000-2001 yıllarında 15-20 $ seviyesine inen ham ipek ipliği fiyatlarındaki artış eğilimi dikkate alınarak Ülkemizde üretimi yapılan ipekböceği kozalarından ipek ipliği üretimi yapılması amacıyla 2009 yılında üretime alınan Mayıslar Köyünde Sarıcakaya Eskişehir’de Birliğimizce kurulan Koza Çekim tesisimizde ipekböceği kozasından ham ipek ipliği üretimine tekrar başlanılmıştır. Birlik halen Bursa, Bilecik, Adapazarı, Eskişehir ve Alanya bölgelerindeki kooperatifleriyle hem kooperatif bölgelerinde hem de üretim yapılan ve potansiyel olan diğer bölgelerde (Diyarbakır, Hatay, Muğla/Köyceğiz, İzmir/Ödemiş, Batman/Sason) faaliyetine devam etmekte olup 3.344 kayıtlı ortağı bulunmaktadır. Kozadan ipeğe uzanan mucizevi dönüşümün fotoğrafını belgelemek için Hatay’ın Gümüşgöze köyünde elli yılı aşkın süredir ipek üretimi ile uğraşan Hasan Büyükaşık’ı çalışırken fotoğraflamaktan çok keyif aldım. Hasan usta ipekçiliğe 7 yaşında Ermeni bir ustanın yanında başlayarak öğrenmiş. Çekmiş olduğum fotoğraflar İpek böceği kozasının ipliğe dönüşme aşamasıdır.
1. Tur Başarılı
Fatma SALT DEVRİMİN KADIN YÜZÜ_1 Türkiye / Adana
DEVRIMIN KADIN YÜZÜ Kadın , toplumsal yaşamın en önemli öğelerinden biridir . Yaşamın en keskin dönemeçlerinden biri ise toplumun ilerlemesinde önemli yeri olan devrimlerdir. Küba Devrimi de özellikle kadınlar açısından çok önemli ve anlamlıdır .Bu devrim sayesinde kadınlar üretime daha çok katılabilmiş , ülke yonetiminde daha fazla söz sahibi olabilmişlerdir . Eşitliğe ve özgürlüğe inanan , özgüvenli Kübalı kadınlar yaşamın her alanında mücadele etmektedirler .Genellikle Küba ‘da ev işleri konusunda da sorumluluk paylaşımı vardır.Okuma yazma oranının yuzde yuz olduğu Küba’da kitap okuma oranları oldukça yüksektir .Çocukların eğitimiyle ilgilenmek kadının ve erkeğin birlikte üstlendiği sorumluluklardandır. Küba nüfusunun yüzde ellibeşini , iş gücün ise yuzde kırksekizini kadınlar oluşturuyor .Bu oran kadınların iş gücüne kattığı rakamın büyüklüğünü ortaya koymaktadır . 8 Mart Dünya Kadınlar günü Küba ‘da bayram gibi kutlanır .Genellikle erkekler kadınlara hep iltifatta bulunur ,bu bir gelenek gibidir .O günün farklı bir anlamı vardır , örneğin iş yerlerinde kapıda kadınlar çiçekler ve şarkılarla karşılanır .Gün içerisinde neşe içerisinde kadınlara ikramlar hazırlanır .Küba ‘dakı mücadelenin bir parçası olmuş kadınların anlatıldığı sunumlar izlenir . Küba’da kadınlar sanat alanında da yaratıcıliklarini kullanıyorlar ve yetenekleriyle ön plana çıkıyorlar .Kendi hayatlarına sahip çıkışları yaşamın her alanına ve duruşlarına , bakışlarına , gülüleşlerine yansıyor .Bu şekilde mutlular .Bazen kısıtlı imkanlaradan şikayetçi de olsalar neşelerinden hiçbir şey kaybetmeden yollarına devam ediyorlar .Keyıfle , azimle , dirençle , yol arkadaşlarına verdikleri destekle ve dimdik duruşlarıya Küba ‘nın magrur ve güzel kadınları .. Onları bazen mutevazi evlerinde hüzünle dışarı bakarken , bazen de kapı önlerinde nese içinde şarkılar soylerken görebiriz .Evelerinde besledikleri köpeklerle oynarken , eşleriyle kitap okurken , sepet örerken , çocugunu gezdirirken ve yasamın her alanında ‘burdayım ‘ derken görebiliriz .Yaşamın zorluklarıyla mücade ederken , hayat arkadaşlarının yanında her türlü olumsuzluğa ragmen duran , yaşam sevinçlerini gözlerinde her daim gördüğümüz Küba ‘nın güzel kadınlarına sevgiyle…
1. Tur Başarılı
Hasan KOCA Kara Elmas 1 Türkiye / Bursa
KARA ELMAS Bir toz… Kara elmas tozu. Yıllarca o tozun içinde çalıştılar, kırmızı dudaklarından bir mendile tükürmek için o kömürü. Gün oldu ağladılar, gün oldu güldüler. Gün oldu baba oldular, gün oldu babasız kaldılar yerin metrelerce altında. Ama pes etmediler, kazdılar taşı… Vurdular kazmayı karanlıklara doğru. Yansın diye ocaklar, doysun diye çocuklarının karnı. Kafasında bareti, anası, karısı ve dört çocuk yürüdü galerilerin içinde. Aldı eline kazmayı, kuvvetle savurdu. Çalıştı, yoruldu gün boyu. Bir sarma yaktı kuyudan çıkınca. Yıkandı, paklandı. Birazdan evine gidecek. Bakacak çocuklarının yüzüne sürmeli gözleriyle. Göz göze gelecek karısıyla. Şükür, diyecek, çok şükür bugün de sağ salim eve geldik.
1. Tur Başarılı
Aycan AYDOĞAN uzumun_yolculugu_1 Türkiye / Denizli
ÜZÜMÜN YOLCULUĞU Anadolu’nun şerbet taneleri dediğimiz, binlerce yıldan bu yana insanoğlunun karnını doyuran, ağızlarda eşsiz bir lezzet bırakan, Anadolu’nun önemli simgelerinden biri; üzüm... O, şerbet tanelerinin meyvesi, verimli toprakların sarı gerdanlığıdır aslında. Semadan baktığımızda boylu boyunca ardı ardına sıralanmış yeşil bağlar, bu topraklardan fışkırmaktan bıkmayan bereketin gerçek adıdır. Bu topraklarda yaşamış olan medeniyetlerin rızkı, insanoğlunun ağzına pelesenk olmuş deyimlerin başkahramanıdır. Kısacası insanoğlunun kendini bildi bileli vazgeçemediği lezzetin gerçek adıdır. Yardımlaşma kültürümüzün en önemli simgesi olan imece, bağbozumunda da yaşanır. Bağbozumu yapacak ailenin akrabaları, komşuları ve tanıdıkları bu mutlu günde emeğiyle yardıma koşar. Bir yılın emeğini toplamak için hasır sepetlerden plastik kasalara uzanır eller. Toprağın yeşil, siyah, sarı gerdanlığı; eşsiz bir emekle, elden ele narince toplanmaya başlar. Çapasına, suyuna doyan o topraklardan emek fışkırır adeta. Salkımından koparılan üzümler, rızık hayalleriyle sepetlere dolar. Anne, baba, oğul, torun kalabalığın adımlarıyla arşınlanan topraklardan, bağcılıkla geçinen ailelerin sesleri yankılanır. Anadolu'nun "Sarı Lira" lakaplı üzümü binlerce yıldır olduğu gibi bugün de her salkımı ve tanesiyle ailelerin ekmek parasıdır. Sepetler, kasalar ağızlarda eşsiz bir tat bırakan üzümle dolduğunda vedalaşma vakti gelir. Dört gözle beklenen bağbozumu sabahı, çalışkan insanların kalabalığın arasında göz açıp kapatıncaya kadar geçiverir. Artık hasat ürünlerinin başkalarının damağına lezzetli yolculuğu başlar. Bağbozumu sonrası maharetli kadınların ellerinde, yaprağı salamura, tanesi kuru üzüm ve sirke, suyu pekmez olur üzümün. Üzümün güneş altında damaklarda şölene dönüşü kuru üzümdür. Bağbozumu sonrası toplanan üzümler büyük yaygıların üzerine yayılır. Güneşin altında anbean suyunu bırakan üzümler zamanla kahverengi hal alır, büzüşür ve kuru üzüm olarak mutfaklarımıza girer. Aşureden keklere kadar pek çok tatlıya lezzet veren kuru üzüm Denizli topraklarından sofralara, damaklara ulaşır. Her bağbozumu sonrasında gerçekleşen geleneksel ritüellerimizden biri de pekmez yapımıdır. Denizli'nin çarpana pekmezinin yapımında kara üzüm kullanılır. Büyük odun ateşinin üzerine oturtulmuş devasa kazanlarda üzüm şırası kaynatılır. İçine kül karıştırılan üzüm şıraları köpük köpük kaynamaya başlar. Sabah erken saatlerde yapımına başlanan çarpana, imece usulü akşama kadar devam eder. Gün sonunda üzümün pekmeze olan yolculuğu da sona erer.
1. Tur Başarılı
Kenan DEMIR pilavınserüveni_1 Türkiye / İstanbul
PİLAVIN SERÜVENİ İnsanımızın severek yediği Pilav pirinçten yapılmaktadır. Her ortamda severek yediğimiz adeta nerdeyse her öğünümüzde yemekten vazgeçemediği pilav buğdaygiller familyasından mısır ve buğdaydan sonra en fazla ekimi yapılan otsu bir bitki türüdür. Dünya Nüfusunun yarısından fazlası için beslenmede büyük bir önem taşır. Dünyada en çok muson havzasında yetişir. Pirinç yan ürünleri Tane pirinç, Pirinç kabuğu, Pirinç kepeği, Pirinç kepeği yağı ve Pirinç unudur. Ülkemizde Karadeniz Bölgesi Marmara’dan sonra en fazla çeltik ekim alanı ve üretimine sahiptir. Kaliteli pirinç üretimine etki eden unsurlar; ekilecek çeşidin seçimi ile başlar, bundan sonra ; tarla hazırlığı, ekim zamanı ,ekim sıklığı, gübreleme yöntemi , dozu, zirai mücadele ilacı kullanımı ve zamanı, su kesme, hasat zamanı, hasat kurutma ve depolama yöntemleri ve şartları, pirince işleme ve pazarlama safhalarında uygun yöntem ve teknolojiler kullanımı ile devam etmektedir. Bununla birlikte yetişme dönemindeki iklim koşulları özellikle tane dolumu sırasındaki sıcaklık değişimleri de pirinç kalitesinde önemli etki yapmaktadır.
1. Tur Başarılı
Ayşe Serap DENIZ yasamin_son_demleri Türkiye / Adana
YAŞAMIN SON DEMLERİ İnsanoğlu, hayatının iki evresinde yardıma ve desteğe ihtiyaç duyar. Yalnızlığı sevmez. Bunlardan biri bebeklik dönemi diğeri ise yaş aldığı dönemdir. Bebeklikte ebeveynlerin desteği, çocuk parklarının eğlencesi hayatı kolaylaştırır. Yaş aldığı dönemde ise yakınlarına “ yük “ olma duygusu sarar insanı. Hem ihtiyaç duyduğu desteği bulmak hem de kendisini anlayan yaşıtları ile birlikte olmak isteyen büyüklerimizin huzur buldukları yerler yakınlarının yanıdır. Önyargısız, tarafsız bir gözle objektifime yansıyan değerli yaşlılarımızın yaşam karelerini beğenilerinize sunuyorum.
2. Tur Başarılı
Çağrı İŞBILIR İstanbul Hatırası_1 Türkiye / İstanbul
İSTANBUL HATIRASI Fotoğraflarda nasıl görünürüz veya nasıl görünmek isteriz? Fotoğrafı çekilirken poz veren kişi, kimi zaman özünde olduğu gibi görünmeyi başarabilirken kimi zaman da görüntüsünü kaydederek ölümsüzleştirecek aygıtın karşısında, olduğu gibi değil de olmak istediği gibi görünür. Bu poz verme eylemini de aslında fotoğraf sayesinde kendini başkalarına gösterebilme imkanını yakaladığı için gerçekleştirir. Bu seri, Eminönü rıhtımında şipşak fotoğrafçılara poz veren insanların doğaçlama olarak başka bir fotoğrafçı tarafından çekilmiş fotoğraflarından oluşmakta. Günümüzde halen birileri basılı fotoğraflarını eline alıp günün sonunda evinin bir köşesine ya da albümlerine koymayı istiyor. Fotoğrafın elle tutulabilir bir nesneye dönüşmesi ise onun gerçeklikle kurduğu ilişkiyi daha da güçlendiriyor. Fakat hangi gerçeklik? Fotoğraf kağıdında kalan imgelerimiz kendi gerçekliğini yaratıyor.
2. Tur Başarılı
Ibrahim KAYA Bir Mahallenin Ardından-Cedit-1 Türkiye / Kocaeli
BİR MAHALLENİN ARDINDAN-CEDİT Cedit Mahallesi, Kocaeli’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olup İzmit ilçesine bağlıdır. Cedit mahallesi, çarpık kentleşmenin yoğun olduğu, içinden dere yatağı geçen, oldukça eğimli ve heyelan riski taşıyan büyük bir alanı kapsamaktadır. Bu sebeple Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi tarafından kentsel dönüşüm kapsamında yapı kalitesi çok kötü olan yapıların dönüştürülerek standartlara uygun güvenli yaşam mekânları oluşturmak amacıyla içinde 506 adet yapı bulunan mahalle boşaltılarak yıkım gerçekleştirilmiştir. Bende bu tarihi dönüşümü izlemek ve belge olarak kalmasını sağlamak amacıyla Cedit mahallesine farklı yıkım süresince zamanlarda giderek yıkım çalışmalarının tüm aşamalarını fotoğraflamaya çalıştım. Mahallede yaşayan binlerce ailenin evlerini terkedip yaşadığı mahalleden geçici de olsa uzaklaşmaları onları hem hüzünlendirmekte hem de artık daha modern yapılarda yaşayacakları için mutlu etmektedir. Evlerini son terkedenlerle yaptığımız konuşmalarda hayatlarını geçirdikleri sokaklarda yaşadıkları olayları onların tarafından dinlemek bu mahalle de yaptığım çekimleri daha da anlamlı kılmıştır. Mahalle aynı zamanda onlarca sokak hayvanının da meskeni olup, insanlar bir şekilde evlerini bırakıp gidebilse de onlar hala orada yaşamaya çalışmaktadırlar.
3. Tur Başarılı
Orhan KARTAL BİR NEFES KEYİF İÇİN ÇEKİLEN ÇİLE-1 Türkiye / Batman
BİR NEFES KEYİF İÇİN ÇEKİLEN ÇİLE Bir zamanlar yüzbinlerce tütün üreticisi köyünde, tarlasının başında üretim yapmaktaydı. Devlet desteğinin kalkmasıyla tütün ve tütün mamullerinin özelleştirilmesi, üretiminin kısıtlanması ve "yetki belgesi" alma şartı getirilmesi ile tütüne ilgi azaldı. Tütün üretimini bırakan çiftçiler şehirlere göç etmek zorunda kaldılar. Çiftçinin bildiği işler şehirde kazanç sağlamadığından, büyükşehirlerin varoşlarında kaybolup gittiler. Her ne olursa olsun elde kalan tütüncüyü köyünde tutmak, bildiği iş olan tütün üretimine devam ettirmek akıllıca bir yoldur. Sigara sağlığa zararlıdır. Çocuklarımızı, gençlerimizi sigaradan uzak tutmak esastır. Ancak Ülkemizdeki sigara tiryakiliği ve sigara tüketimi yadsınamaz bir gerçekliktir. İşin ekonomik boyutu da çok büyüktür. Tütünün zahmetinin çok, kazancının az olduğunu bu mesleği dedelerinden atalarından öğrendiklerini ve başka yapacak bir işleri olmadığı için bu işi yapmak zorunda kalmışlar. Pek çok kişinin hayatında, geçmişinde tütünün izi, hatırası mevcuttur. Dağ, bayır, ova, yayla neredeyse coğrafi şartların birçok yerinde tütün ekilir, çapalanır, kırılır, dizilir ve kurutulur. Onun getirisiyle pek çok aile geçimlerini sağlardı. Çocuklarını okutur, tarla, dükkân alır, düğün yapar, hayatlarını idame ettirirlerdi. Ama şimdilerde bu zor işi yapanlar oldukça azalmış olduğundan tütün üretimi de azalmış vaziyette. Tütün diğer tarım ürünleri gibi değil, çok meşakkatli olduğundan, uzun bir zaman dilimine yayıldığından her yaştan insanın yapması gereken birtakım zorunlulukları içinde barındıran bir uğraştır. Neredeyse yılın sekiz dokuz ayını içine alan bir meşguliyeti vardır. Ocak sonu şubat başı gibi evin bahçesinde fidelik yapılır. Bir müddet sonra çıkmaya başlayan tohumlar dikime hazırlanır. Tütünün en zor yanı tarlaya ekim işidir. Tek tek elle baskı denen ucu sivri konik bir el aygıtıyla tek tek açılan karıkların içine dikilirdi. Tütünün bir diğer zahmetli zamanı da kırım zamanıdır. Gece erkenden kalkar uykulu vaziyette çay, çorba Allah ne verdiyse yenilir, aceleyle işe koyulur. Sabahın ilk ışıklarıyla çiğden ötürü canlanmış olan yapraklar kırılır, sandıklara veya bohçalara doldurulur oradan eve gelinir. Tütünü kırıp eve döndükten sonra iş bitmiyor. Hemen hemen her evin önünde, kadın ve kızların sabahın erken saatlerinde topladığı tütün yaprakları iplere dizilerek kurutmaya bırakılıyor. Güneşin sıcaklığında kızaran tütün yaprakları, kuruması için, güneşi gören duvarlara veya köy meydanında askı yerlerine kurumaya bırakılıyor. Burada iyice kuruduğuna kanaat getirildikten sonra istiflenir. Daha sonra toplanarak kesim yerine götürülür. İnce ince kıyılan tütünler tüccar veya kooperatiflere satılarak aile bütçesine katkıda bulunuluyor. Kadınlar, 8 ay boyunca tütün için emek verdiklerini, yasanın yürürlükten kalkmasını istiyor. Tütüncülük emek, yoğun çalışılan, zor, zahmetli bir iştir. Üretimin her noktasında insan eli değmeyen yer yoktur. İşin en yoğun olduğu zamanlarda çocuklardan bile yardım umulur. Tüm alışverişler tütün satışının yapıldığı zamana bırakılır, düğün alışverişleri de mahsulden mahsule yapılırdı. Tütün satışından elde edilen kazanç teslim alındığında ise borç yoluyla edinilen her şeyin borcu kapatılırdı. Tütünün sosyal, kültürel ve ekonomik katkıları da çok büyük olmuştur. İlçelerde, beldelerde, köylerde yapılan her evin tuğlasında, gelinin çeyizinde, çocuğun eğitiminde, traktöründe, pulluğunda, yolunda, kaldırımının her taşında tütüncülüğün bir izi ve bir katkısı vardır.

Yarışma ve Sonuç Belgeleri

İlgili yarışmaya ait yüklenen belgeler aşağıda listelenmiştir.

Açıklama Bağlantı
Yarışma Şartnamesi Şartname İndir
Sonuç Bildirgesi Sonuç Bildirgesi