KASK - Kocaeli Fotoğraf Sanatı Derneği Suha Kocaoğlu Kupası 3. Fotoğraf Yarışması

Sayısal (Dijital)

İlgili kategoriye ait sonuç bilgileri aşağıda listelenmiştir.

Fotoğraf İsim Soyisim Fotoğraf Adı Ülke / Şehir
1. Tur Başarılı
Adnan DEMIR jorney to hope Türkiye / Kocaeli
Umuda Yolculuk 2020 yılı mart ayı başlarında mülteciler Edirne Pazarkule sınır kapısında toplandı. Suriyeli,ıraklı,afgan ve afrikalı,lardan oluşan topluluğun amaçları sınır kapısından geçip avrupa,ya ulaşmaktı. Buradaki gözlemlerimden oluşan bir portfolyo ile sizlere mültecilerin yaşadıklarını anlatmak istedim. Hemen hemen hepsi istediklerine ulaşamadan yaşamlarına geri döndüler.
1. Tur Başarılı
Ekrem KALKAN nurcanın_kedi_gunlugu_01 Türkiye / İstanbul
NURCAN’IN KEDİ GÜNLÜĞÜ “Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğar ve aynı var olmak hakkına sahiptir” ilkesinden hareketle tarihi güzellikleri ve muhteşem doğasıyla meşhur Beykoz’un sokaklarında özgürce yaşayan ve ilçe halkının sevgisini kazanan kedilerin yaşamına vurgu yapmak amacıyla bu seri çekildi.
1. Tur Başarılı
Sakine AYYILDIZ DERİCİLİK Türkiye / Çanakkale
DERİCİLİK Dericilik, derinin fiziksel ve kimyasal olarak birtakım işlemlere tabi tutulup, kullanılabilecek yani giyilebilecek hale getirilmesi sürecindeki işlemler bütünüdür. Dericilik; insanlık tarihi ile beraber gelişmeye başlamış çok eski bir sanat dalıdır. İlk başlarda estetik anlayış güdülmese de; en önemli amaç soğuktan korunmak olsa da, ilerleyen dönemlerde dericilik ve deri işlemeciliği bir zanaat olarak kabul edilmiştir. Tarihin ilk çağlarından beri insanlar dericilikle uğraşmış, deriyi işleyip, özelliklerini geliştirerek ve şekillendirerek; ayakkabı, terlik, elbise, çadır, kılıf, yelken vs. gibi türlü eşyalar yapmışlardır. Başlarda insanlar soğuktan korunmak için hayvanlardan elde edilen kaba postları giyim eşyası olarak kullanmışlardır. Zamanla bu postlar daha kullanışlı hale getirilmiş, ihtiyaca ve zevke göre tasarlanmıştır. İlerleyen çağlarda da deri pek çok alanda kullanılmaya devam etmiştir: deri üstüne işlemeler yaparak süs eşyası olarak kullanılmış, deriden sandıklar, hayvanlar için eyer, semerler ve ilk kağıt örnekleri olan parşömenler yapılmıştır. Dericilik, dünyanın her yerinde olduğu gibi; Anadolu'da da gelişme göstermiş ve en önemli sektörlerden biri haline gelmiştir, Selçuklular zamanında üretiminde ve ticaretinde büyük gelişmeler yaşanmış, önemli ticaret mallarından biri haline gelmiştir. Ahiliğin kurucusu, esnaf ve sanatkarların lideri; Ahi Evran'da dericilik ile uğraşmış, küçük sanayi siteleri kurup bu alanda pek çok usta yetiştirmiştir. Osmanlı'da ise ilk modern tarzda deri sanayi İstanbul'da; İkinci Mahmud zamanında; Beykoz deresinde tabakhane kurularak faaliyete geçmiştir. Burada üretilen deriler, ordudaki askerlerin ayakkabı ihtiyacını karşılamak için kullanılmaya başlanılmıştır. Kurtuluş savaşı sırasında, ordunun ayakkabı ihtiyacının büyük bir kısmı buradan karşılanmıştır. Daha sonra İstanbul'da; Kazlıçeşme'de, Ege Bölgesinde ve Anadolu'nun bazı şehirlerinde özel ve modern deri fabrikaları kurulmuştur. Bu fabrikaların ürettiği deriler, ülkenin iç ihtiyacını karşıladığı gibi çeşitli yabancı ülkelere de ihraç edilerek, Türkiye'ye ekonomik girdi sağlamaktadır. https://tekstilsayfasi.blogspot.com/2012/12/dericilik-nedir-asamalari-islemleri.html
1. Tur Başarılı
Fikriye ER supurgenin seruveni-1 Türkiye / İstanbul
Süpürgenin Serüveni Süpürgecilik, son yıllarda kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerimiz arasına girmektedir. Çiftçi İsa, iki kızını üniversite okutmak ve ailesini rahat yaşatmak için çok çabaladığını dile getiriyor. Süpürge yetiştiriciliğinin ne kadar zor olduğunu uzun uzun anlatıyor. Süpürgenin mükemmel şekilde yetişmesi için ekiminden sonra çapalama işleminin çok önemli olduğunu söylüyor. Bununla beraber iyi hasat olması için toplamanın öncesinde yağmur ve kuruması için de sıcak ve güneşli bir hava olmasının gerektiğini anlatıyor. Ayrıca haşere olmaması için ilaçlamanın da önemini vurguluyor çiftçi İsa. En zor aşamasın da çırpmada, makine ile ayıklanan tohumların sıcak havayla birlikte üzerlerine yapışarak vücutlarında aşırı kaşınma ve yanma yarattığını anlatıyor. Kısacası; çok çalışmak, ürünü kontrol etmek, zamanı doğru belirlemek ve çok emek var. Bu kadar emek karşılığında, ne kadar az kazandıklarını anlattı. Hikayenin özeti; tüm eziyeti üreten çiftçiler çekiyor, parayı satıcılar kazanıyor.
1. Tur Başarılı
Fedai COSKUN Musilaj Türkiye / Ankara
MÜSİLAJ Marmara Denizi'nde deniz salyası olarak da adlandırılan müsilaj tabakası kıyılarımızı, insanlarımızı ve deniz içinde yaşayan tüm canlı yaşamını tehdit eden, görüntü kirliliğine sebebiyet veren kalın, yapışkan bir maddedir. Son zamanlarda ciddi oranda artan müsilaj, organik bir madde olup son noktaya gelindiğinde deniz yüzeyinde sümüksü bir yapıda görülmeye başlamaktadır. Deniz şartlarında meydana gelen anormallikleri dengelemek için bu canlıların çok hızlı çoğalması ve kümelenmesi sonucunda Marmara Denizi'ni kaplayan müsilaj oluşmaktadır. Müsilaj, deniz suyuyla atmosferin bağlantısını keserek su altındaki oksijenin azalmasına neden olmaktadır. Balıklar müsilaj tabakasından kurtulmayı başarsa da, deniz altında hareketsiz olan diğer canlılar müsilaj yapısından olumsuz etkilenmektedir. Müsilaj takabası deniz sıcaklığında yaşanan artış, deniz şartlarının durağanlaşması ve denizdeki fosfor ve azot yükünün artması sonucunda meydana gelmektedir. Son 40 yıllık ortalamaya bakıldığında Marmara Denizi'nin sıcaklığı 2,5 derece yükseldi. Ege ve Karadeniz arasında sıkışan ve durağan bir yapısı olmasından ötürü zaten müsilaj oluşumuna elverişli olan Marmara Denizi, kentsel atıkların yarattığı kirlilik nedeniyle deniz yüzeyini kaplamaktadır (1). Özellikle balıkçılık, denizcilik, turizm sektörleri müsilajdan çok olumsuz etkilenmektedir. Teknelerin motorlarının filtreleri her gün temizlenmediği takdirde tekneler kullanılamaz hale gelmektedir. Balıkçılarımız her gün bu işlemi yapmakta ve bulundukları bölgede müsilajın temizlenmesi için çok gayret sarf etmektedir. Müsilaj sorununun ortadan kalkması için atıkların tamamen arıtılarak denize verilmesi, denizdeki azot ve fosfor miktarının azaltılması gerekmektedir. (1) https://www.dunya.com/yasam/musilaj-nedir-nasil-temizlenir-musilajin-zararlari-nelerdir
1. Tur Başarılı
Alaattin ŞENOL zanaatkarlar Türkiye / Sakarya
ZANAATKARLAR TDK'ya göre zanaatkâr kelimesinin iki farklı anlamı vardır. İlk Anlamı: Teknik beceri ve maharet gerektiren bir işte ustalık kazanmış olan kişi İkinci Anlamı: Meslek sahibi Ama bence küçük atölyelerde el emeği göz nuru olayına kendini vermiş, üretken insanlar demekti. Alın terinin en büyük temsilleriydi zanaatkârlar. Tek bir levhayı düzlemek için akıttıkları terdi. Tek bir sepeti örmek için ellerini kesmekti. Tek bir testi yapmak için çamurla dans etmek ve koca bir kazanı kalaylamak için harcanmış emekti zanaatkâr olmak... Ama artan teknoloji emeklerini hiçe saymakta, hızlı tüketim toplumuna yetişememekte ve bu değişime yenik düşmekteler. Dolayısıyla onlardan sonra gelen nesillerin bu işleri devam ettirmeleri için bir sebep de kalmadı. Artık bu emekçilere ya Denizli’nin en büyük çarşısının ufak bir köşesinde ya da toplam 4-5 ustanın kaldığı Aydın’ın Karacasu ilçesinde ya da Hatay'da evinin bir odasını çevirdiği atölyesinde rastlanabiliyoruz. Onlar zanaatlerine sahip çıktılar ama biz onlara sahip çıkamadık.
1. Tur Başarılı
Mustafa KILIÇ dovme_1 Türkiye / Mardin
Hayatın İzleri Mezopotamya’nın Kadim Şehri olan Mardin ve çevresinde Dövme (Deq) olarak bilinen eski zamanlarda güzelleşme için kadınların ellerine, yüzlerine ve vücutlarının çeşitli yerlerine işledikleri çeşitli motiv ve desenlerdir. Kadınların tabir ettiği şekilde “Eskiden makyaj ve güzelleşme için herhangi bir imkan olmadığından bunları yüzümüze ve vücudumuzun çeşitleri yerlerine işliyorduk” şeklinde ifadelerin kullandığını görmekteyiz.Dövme (Deq) ; Bir aşiretin, bir birliğin çocuğunun eline, yüzüne işlemesi ise kaybolmaması veya kendilerine ait bir simge olduğu için o aşiretin simgesini taşımaları için vücutlarına işlediklerini ifade etmektedirler. Anne sütü,kül ve iğne ile yaptıkları işlemeler ömür boyu kadınların vücudun da yer almaktadır.Böylece “Hayatın İzleri” ni ömür boyu taşımaktadırlar. Kadınların bakışları ve izleri insanları bir o kadar da etkilemektedir.
1. Tur Başarılı
Özge ASLANKARA sukran otel Türkiye / Denizli
ŞÜKRAN OTEL Şükran Otel İzmir’in en işlek ilçesi Konak’ta, Kemeraltı çarsında yer almaktadır. 115 yaşındaki otele girdiğinizde sizi güler yüzüyle İlyas Amca karşılar. İlyas amca, 41 yıl Şükran Otelin işletmeciliğini yapmıştır. Bir de Emine Teyze vardı. O ise otelin tüm temizlik işlerinden sorumluydu. 28 yıl bu işi yapmıştı, adeta 28 gün önce işe başlamış gibi bitmeyen heyecanı ve sevgisiyle. En eski misafirleri ise 42 yıldır Şükran Otelin 119 numaralı odasında kalan Ayten Abla idi. Aslında buraya otel demek pek doğru olmayacaktı. Burası bir otel değil, burası bir yuvaydı. Hayatlarında yalnız kalmış yaşlıların yuvası. Yavaş geçen zamanlarını kâh kağıt oynayarak, kâh birbirleriyle kahkahalar atarak ya da nadir de olsa onları ziyarete gelen misafirleri ile dertleşerek geçirirlerdi. Ama bugün, 115 yıllık serüvene sahip olan Şükran Otel restore edilmek için, modernize (!) edilmek için kapatıldı. Ve içerisinde barındırdığı bu aile dağıldı. Biri bir başka otele, bir diğeri huzurevine yerleştirildi. Modernizm, salyalarını saçarak bir değeri daha yutup geçti. Orijinalliğin başı sağ olsun.
1. Tur Başarılı
Tolga BÖLÜKBAŞIOĞLU balikci_1 Türkiye / Antalya
Akıp Giden Zaman Zaman, geçmişi, şimdiyi ve geleceği içine alan sürekli bir şekil değiştirme ve sürekli hareket halindedir. Her hareketin sonu, diğer bir hareketin başlangıcıdır. Denizde birbiri ardına gelen dalgalar ve gökyüzünde hareket eden bulutlar gibi. Böyle eşsiz bir manzara karşısında seyre daldığımız, bazen durdurmaya çalıştığımız, bazen de geriye almak istediğimiz anlar. Balıkçının, oltasına vuracak balığı bekleyişi, dalgaların kıyıya vuruşu, gökyüzündeki bulutların hareketleri ve akıp giden zaman. İşte hayat, yan yana dizilmiş “bu anlardan” oluşur. Zamanın kıymetini bilmek hayatın kıymetini bilmektir.
1. Tur Başarılı
Alaeddin KOÇ Kara_YANGIN Türkiye / Kocaeli
KARA YANGIN Odun kömürcülüğü yorucu bir iştir. Çoluk çocuk, kadın erkek eşit şartlarda çalışır. Şile’nin Hacıllı Köyü sakinlerinin büyük bir çoğunluğu da bu zorlu işle geçimini sağlamaktadır. Kendilerine devletçe gösterilen yer ve miktarda meşe ağacı kesip; kömür üretecekleri alana taşırlar. Burada kubbe şeklinde dizip, üzerini toprak saman gibi malzemelerle örterler. Daha sonra için için yakılarak, yaklaşık bir hafta içinde kömür haline gelmesi sağlanıyor. Sonra toptancı birilerine verilip elden çıkartılır. Alan kişi de bölge ya da yurt içinde dağıtımını ve satışını yapar.
1. Tur Başarılı
Hasan İÇEL liderlik Türkiye / Sakarya
GENÇ ÇOBAN Yalvaç’ın Salur mahallesi; bu genç çobanın yaşadığı yer. Burada annesi ve sevimli atıyla 150 manda ve 3 ineğe çobanlık yapıyor. Onları sabah erken saatte evlerinden alıyor ve gün boyu ovada otlatıyor.Akşam saat 7 civarında da tozlu bir yolculuktan sonra sahiplerine teslim ediyor. Mandaları teslim edeceği saatlerde, manda sahipleri evlerinin önlerinde onları sanki okuldan dönen çocuklar gibi bekliyorlar.Okul demişken çobanımız bu sene 7. Sınıfa başlayacakmış. Hayvanları çok seviyor. Tabi işini de. Bana çocukluğumda severek izlediğim çizgi film karakteri Yakari’yi anımsattı. Mandalarla adeta konuşuyor, güçlü bağlar kuruyor. Ve tabi ki atı; 2 yaşında ve 3 aylık hamile. Annesi doğumunda ölmüş. 2 yıldır en yakın arkadaşı, dostu, kardeşi olmuş adeta. O kadar çok seviyor ki! Mandalara annesi önden rehberlik ediyor, o ise atıyla arkalarında adeta fır dönerek sürüyü toparlıyor. Mandalar suya girmeyi seviyor ancak göller bölgesi bu sene o kadar yağışsız kalmış ki mandaların suya girdiği göletler kurumuş. Ama genç çoban geleceğe umutla bakıyor ve gelecekte de bu işi sürdürmek istiyor.
1. Tur Başarılı
Ibrahim KAYA Müsilaj Etkisi Türkiye / Kocaeli
MÜSİLAJ ETKİSİ Müsilaj biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşan, fitoplankton olarak adlandırılan bitkisel canlıların aşırı çoğalması, deniz sıcaklığının yükselmesi ve buna bağlı olarak bakteriyel aktivitelerin artmasıyla oluşan yapışkan bir yapıdır. Organik bileşikler suyla temas ettiklerinde şişmekte ve gözle görünür hale gelerek deniz salyasını oluşturmaktadırlar. Müsilaj oluşumunun üç ana sebebi bulunmakta. Bunlardan ilki Marmara Deniz'inde bir süredir sıcaklığın normalde olması gerekenden 2-3 derece yüksek olması. İkincisi azot-fosfor gibi organizmaları besleyen maddelerin denize verilen atıklardan yoğun şekilde sağlanması. Üçüncüsü ise iklim değişikliğine de bağlık olarak denizde yaşanan durgunluk. Marmara Denizi'nin karşı karşıya kaldığı müsilaj etkisi Erdek, Yalova, Mudanya, Gemlik, Gebze, Gelibolu, Kocaeli, Tekirdağ, İstanbul sahillerinin yanı sıra Karadeniz’e kadar yayılmıştır. Körfez sahiline kadar ulaşan müsilajın etkilerini göstermek için bende çekimler yaparak bu önemli çevre sorununun boyutunu vurgulayarak tarihe belge olarak kalmasını istedim. Eğer zamanında önlem alınmazsa ve sanayi atıklarının denize deşarjının önüne geçilmezse bu çevre sorunu geri dönülmez boyutlara ulaşacaktır.
1. Tur Başarılı
Cüneyt VARNA Demir Leblebi Türkiye / Edirne
DEMİR LEBLEBİ (İNŞAAT İŞÇİLERİ) Zor ve meşakkatli mesleklerden biri de inşaat işçiliğidir.Ekip ruhunun çok önemli olduğu bu meslek ortaya konan fiziksel güç ve emek ile önem kazanır. Şehirleşmenin hızlandığı ,sosyo-ekonomik imkanların arttığı ve mimarinin çok hızlı geliştiği günümüzde,yakın çevremizde gün geçmiyor ki yeni bir inşaat görmeyelim.İşte bu binaları vücuda getiren inşaat ekibinin en değerli üyeleridir onlar. İnşaatın temel aşamasından bitimine kadar hep onlar vardır.Gün içerisinde saatler boyunca aşırı sıcakta , dondurucu soğukta kas gücü ve el becerisi gerektiren ağır işleri planlarlar, hazırlanırlar,denerler ve uygularlar. Yeri gelir iskele inşa eder,yeri gelir demir filizlerini eğip bükerler.Matkap ,testere,çekiç gibi aletleri ustaca kullanırlar. Pratik ve istikarlı bir çalışma disiplini ile eserlerini yükseltirler.Bina yükseldikçe emek vücuda gelir. Mimarimize hayat veren bu emeğe ve emekçilerine selam olsun…
1. Tur Başarılı
Hüseyin OPRUKLU dertli_baba Türkiye / İzmir
DERTLİ BABA “Dertli Baba” lakaplı Şeref amca, İzmir Basmane’de metruk bir binada yalnız başına yaşamaktadır. Yalnız gibi gözükse de aslında bir sürü can dostuyla birlikte yaşamaktadır. Onlarca kediyle birlikte aynı odanın içinde sevgi dolu olarak yaşama devam etmektedir. Etraftaki komşular hemen hemen her gün yemek getirse de nadiren de olsa küçük ocağında canı çektiği yemeği kendi pişirmektedir. Yemekleri önce can dostları ile paylaşıp sonra kendi karnını doyurmaktadır. Sabahın erken saati, tekerlekli el tezgahını alarak İzmir sokaklarına mendil satmaya çıkmaktadır. Ne var ki son zamanlarda, bacağındaki ödemlerden dolayı bastondan destek almadan dolaşamamakta, böyle olunca eve kapanıp kalmaktadır. Yaşadığı oda dışında metruk evin diğer bölümleri evsel atıklarla doludur. Sokaklardan topladığı metal, plastik ve cam atıkları evde depolayıp daha sonra satmaktadır. “Dertliyim” diyor gülerek, “ama dert etmiyorum, can dostlarım bana yeter!”
1. Tur Başarılı
Hasan Hulki MURADI AH O GÜNLER Türkiye / Mersin
HUZUREVİ YÜZLERİ Yaşlanmak,dünyadaki bütün insanların korku duyduğu olağan bir süreç. Yalnızlık daha zor bir olgu. Çocuklarına kol kanat geren büyükler birde bakarlar ki yalnız kalmışlar.Çocukların her zaman yapacakları bir işleri çözmeleri gereken bir problemleri mutlaka vardır. Evlere sığmaz yaşlanan insan,sözleri hep bardağın boş tarafına baktırır gençleri. Aman derler için için ölse de kurtulsam. İşte bu sözlerin sonunda huzursuzluk büyümekte ve huzur ise huzurevlerinde bulunmaktadır. Zordur huzurevlerinde hayat,özlem vardır,kırgınlık vardır .Yalnız değilsinizdir.Huzurevindeki büyüğünü düşüncelerinde taşıyan gençler ise duygularının altında ezilmeye başlamışlardır bile. Kendilerini teslli edecek bahaneler bulmaya çalışırlar. Bu çalışma Mersin'de İyilik Vakfı Huzurevi'nde gerçekleşti.Oradaki yüzler sohbetlerle biraz olsun güldü. Benim içim gelecekteki beni düşünerek iyice buruldu. Sağlıkla yaşam ve zamanında ölümün ne kadar yerinde olacağını düşündüm.
2. Tur Başarılı
Ali AKKAYA Zincir Türkiye / İstanbul
Tutsak Zincirimin kilidi sende Gezemem çayırlarda gönlümce Gezginleri taşımalıyım İpimin düğümü sende Uçamam masmavi gökyüzünde Omuzlarda poz vermeliyim Dizginlerim senin elinde Koşamam istediğim yöne Dörtnala yarışmalıyım Kanatlarım avuçlarının arasında Çırpamam dilediğimce Kafeste yeni sahibimi beklemeliyim Bıçağımın kını sende Düşemem yiyecek peşine Ölmeli ya da öldürmeliyim Sen istiyorsun diye.
2. Tur Başarılı
Fatma ÇINAR kayık Türkiye / İstanbul
BEYKOZ’DA DALYAN Dalyanlar, dünyanın en eski balıkçılık metotlarından birisidir. Irmak, göl ve deniz kıyılarında, kıyıya yakın kurulan balık avlama yerleridir. .Türkiye’de çok eski yıllardan beri kullanılan ağ dalyanlarda, özellikle Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale Boğazı ile Karadeniz kıyılarında kurularak avcılık yapılmıştır. . Günümüzde deniz kirliliği, balık azalması ve gelişmiş avlanma teknolojilerinin çıkması ile dalyanlar ticari önemini yitirmiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde; İstanbul’da baş dalyanın Beykoz İskelesi’nde kurulduğundan bahseder ve notları arasında da özellikle kılıç ve orkinos avlanmasıyla ünlü Beykoz Dalyanı yer almaktadır. İstanbul Boğazı'nda 50'nin üzerinde olan dalyanlardan sadece 3 tanesi kalmıştır. Bunlar Beykoz, Filburnu ve Bağlaraltı dalyanlarıdır. Bugün halen var olan Beykoz dalyanı boğazda yaşayan 3 dalyandan birisidir. Günümüzde mayıs temmuz ayları arasında günde ortalama 4 sefer ağ çekilerek devam etmektedir. Dalyanda balık sürülerinin hareketlerini tahlil edebilen ve av sırasında zamanlamayı iyi bilen gözcüler (vardacı, kapakçı) bulunur.
2. Tur Başarılı
Orhan KARTAL HALLAC 1 Türkiye / Batman
HALLAÇLIK Kökleri eski Türk törelerine dayanan ve Anadolu’da yüksek bir gelişim gösteren esnaf, zanaatçi, çiftçi vb. çalışma kollarını içine alan Ahilik Teşkilatı geleneğinin içinde yer alan hallaçlık mesleği, zor ve bir o kadar da sabır isteyen bir meslektir. Bütün esnaf ve sanatkarlarımızın bilginin hikmetle, ticaretin ahlakla buluştuğu ve sonraki nesillere aktarmak amacıyla unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrardan gelecek kuşaklara belgeleyerek aktarmak için; geçmişimizde olan, günümüzde devam etse de eski önemini yitiren veya yok olmaya doğru giden eski mesleklerden birisidir hallaçlık. Hallaççı; yünü, pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini yapan kimse, atımcı olarak bilinen ve kaybolmak üzere olan mesleği geleceğe taşımaya çalışıyor. Koyunlar kırpılarak yünleri yıkanıp kurutuluyor. Kurutulan yünler, ilkel yöntemlerle açıldıktan sonra birleştirilmeye çalışılıyor. Hallaçlanan yünler son aşamada dövülerek boru şeklinde sarılıp yastık, yorgan, döşek, keçe, yün halı ve soğuğa dayanıklı çoban kepeneğine dönüştürülüyor. Eskiden insanlar bu mesleği yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Bu insanlar randevu alarak yakın il ve ilçelere kadar gidip çalışıyorlardı. Halen Van’ın Bahçesaray ilçesi, Osmaniye, Manisa ve bunların dışında birkaç il, ilçe ve bağlı köylerde yapılmaktadır. Sayıları giderek yok olmaya yüz tutmuş bir meslek haline gelmiştir. Teknolojiye yenik düşen yün ya da pamuğu kabartma işi olan hallaçlık, makineli sisteme geçişle yerini silikon ve elyafa bırakmıştır.
2. Tur Başarılı
Bilal ESKIOĞLU Ali usta Türkiye / Diyarbakır
KALAYCILAR -Biz Altmış beş kalaycıydık evlat. Altmış beş. Şimdi dört kalaycı kaldık sadece. Bizden sonrası yok, çırak yok heves eden yok. Bir meslek ölüyor evlat. Diye başlamıştı sözlerine ömrünü Kalaya veren Ahmet Usta. Ahmet Usta, Ali Usta, Faruk Usta, Cafer Usta. Bir zamanların ticaret şehri olan Zile’de (Tokat) şimdi sadece dört kalaycılar. -Mutfaklara çelik kaplar girince bizim işler azaldı diyor 40 yılını veren Faruk Usta. ekliyor; -Eskiden kalabalıktık, işlere yine de yetişemiyorduk diyor. Köy köy geziyorduk buradan Çorum’a, Amasya’ya, Sivas’a kadar köylerde bakır kap kacak kalaylardık. Günümüzde bakır kapların azalmasından dolayı mesleğe olan ilgi azalmış durumda… Köylerde kullanılan bakır kazanlar, tencereler, kaplar bu yörede son dört temsilcinin elinde yeniden can buluyor. Ali Usta kızıyor; -Bak evlat! Hastalıklar çoğaldı, bakırı bıraktık hastalıklar arttı. Çelik çıktı, alüminyum, teflon çıktı, yemeği zehirli kaplarda yiyoruz. Sen hiç bakır çaydanlıkta çay içtin mi? Bakır araç ve gereçlerin korunması için belirli aralıklarla kalaylanması gerekir. Kalay, ısıya maruz kalarak oluşan korozyonların yiyeceklere geçerek muhtemel zehirlenmelere karşı bakırı koruyan kimyasal bir maddedir. Kalayın tozu, dumanı, kokusu, ateşin sıcağı alın teriyle birleşince ekmek paramızı kazanıyoruz diyecekti Cafer Usta. Nişadır; beyaz toz madde, kalayın ısıyla erimesini sağlayarak bakıra tutunması sağlar. Körükle ateşi sür kalayı, sil alın terini. Buralar avm kokusuna benzemez evlat. Emek kokar, alın teri kokar, ahilik kokar. Dedi o güzel insanlar.

Yarışma ve Sonuç Belgeleri

İlgili yarışmaya ait yüklenen belgeler aşağıda listelenmiştir.

Açıklama Bağlantı
Yarışma Şartnamesi Şartname İndir
Sonuç Bildirgesi Sonuç Bildirgesi