3.Yusuf Tuvi Kupası Yaşamın Rengi Fotoğraf Yarışması

Sayısal (dijital) Renkli

İlgili kategoriye ait sonuç bilgileri aşağıda listelenmiştir.

Fotoğraf İsim Soyisim Fotoğraf Adı Ülke / Şehir
1. Tur Başarılı
Serkan ÇOLAK renkler Türkiye / İzmir
İyiliğin kötülüğe karşı zaferini, sevgiyi, bağışlayıcılığı ve baharın gelişini temsil eden Holi, son derece popüler bir antik Hindu festivalidir. Hint mitolojisinde büyük önem arz eden 'Bahar Festivali' Holi, bir gece ve bir gün sürer. Kutlamalar buyunca sokaklar rengarenk olur ve festival bayram havasında eşsiz bir coşkuyla kutlanır. Milattan sonra 4. yüzyıldan bu yana kutlanılan ve Hindistan'a ait olan bu Hindu geleneği, günümüzde dünyanın geri kalanında da büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Son yıllarda Holi Festivalini referans alarak yapılan çeşitli organizasyonlardan biri de İzmir'de düzenlenen ColorSky etkinliğiydi. Holi festivalinin felsefesiyle ilgisi olmasa da bu etkinliklerde de dans,eğlence ve bol bol toz boya bulunmaktaydı.
1. Tur Başarılı
Zehra ALTUNTAŞ aşkın yansı Türkiye / Antalya
AŞKIN YANSI Dünyayı, hayat tecrübemizin bize sağladığı özellikler açısından görür, kavrar ve deneyimleriz. Hepimiz toplumsal etkileşimin belli bir çerçeve içerisinde gerçekleştirilebileceğinin bilincindeyiz. Konulmuş yasalar ya da hazır bulduğumuz belli değer ve normların bulunduğunun ve bunların bizi kendilerine uymaya zorladığının farkındayız. Norm, değer ve kurallara uyulduğunda işlerin daha kolay ve sorunsuz yürüdüğünü, uyulmadığı takdirde bireysel ve toplumsal düzeyde belli sıkıntıların baş gösterdiğini veya göstereceğini biliyoruz. Başka bir deyişle, belli değerlere, kurallara ve normlara uymak zorunluluğunun bizi belli sınırlılıklar içine hapsettiğini fakat aynı zamanda işlerimizi görmemizi kolaylaştırdığının da farkındayız. Bu projede kendimizi gündelik yaşamlarımızın bildik sıradanlığından uzaklaştırmak, bilindik normların ötesine geçebilmek için, farklı bir perspektifle, görme biçimimizi “doğal sınırların ötesine” geçirerek duyularımızın algıladıklarının ve maddi olanın ötesine geçmeye ve aşkın bir biçim elde etmeye çalıştım. Sıradan bir şeyi, sürekli tüketilen, herkes tarafından çokça bilinen fotografik bir mekanı, farklı bir perspektiften yorumlayıp kullanılmış görme biçimlerinin dışına çıkarak, dayatmalara veya önceden belirlenmiş kurallara göre değil, kalbe göre seçim yaparak içinde yaşadığımız dünyayı anlamlandırma uğraşısı içinde double exposure tekniğini kullanarak yorumlamak istedim. Yer olarak toplumsal ve tarihsel önemi büyük olan -aynı anda hem tarihi- hem otantik, hem modern olan- hem biz fotoğrafçıların hem herkesin ilgi merkezi olan, yerli-yabancı pek çok kişi tarafından çokça ziyaret edilen , Galata Köprüsünü seçtim. Burada ürettiğimiz pek çok klasik fotoğraftan farklılaşarak belli normların, kuralların dışına çıkmak istedim. Double exposure tekniği bana geçmişi ve şimdiyi, doğal güzelliği ve insan elinden çıkan güzelliği, zaman ve mekanı, sadeliği ve karmaşayı bir arada harmanlama, birbirinin içinde eritme, farklılaşmış gerçeküstü bir yansıma sunma olanağı sağladı. Duyumlarımızın ötesine geçerek bir yanıyla içimizdeki başkaldırıyı, bir yanıyla içinde yaşadığımız toplumu ve kendimizi anlama tutkusunu harmanlamaya çalıştım.
1. Tur Başarılı
Haluk AKBAS Kakava_1 Türkiye / Adana
KAKAVE VE HIDIRELLEZ ŞENLİKLERİ Kakava Roma kültüründe kutlanan bir eğlencedir. Anadolu’ da ve bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Tabiatın canlanmasını, toprağın bereketlenmesini, dertlerden kurtulmasını ve Hızır ve İlyas peygamberlerin buluşmasını simgeler. Ruz-ı Hızır olarak adlandırılan Hıdırellez günü her sene 5-6 Mayıs tarihleri arasında kutlanır.
1. Tur Başarılı
Çağrı İŞBILIR Sis ve Gece_1 Türkiye / İstanbul
Sis ve Gece Havanın kararmasıyla birlikte kasabaya çöken sis, soğuk kış gecesine düşsü bir atmosfer katmıştı. Görüş mesafesi, sokak lambalarının ve az sayıdaki diğer aydınlatmaların mümkün kıldığı kadardı. Her ikisinin bir arada olduğu bir çerçeve karşıma çıktığında kendimi iki renkli bir oyunun içerisinde buldum. Eski tip sokak lambaları geceye sıcaklık katarken yeni nesil led ışıklar mekanla aranıza bir mesafe koyuyordu. Sarı ışıklar altında bilinmedik bir derinliğe uzayan yollarda kurulan hayaller, ara ara karşınıza çıkan mavi ışıklarla bölünüyordu. Hayalle gerçek arasında gidip gelinen bir oyundu bu.
1. Tur Başarılı
Ersan AKARSU SON TOPLAYİCİLER1 Türkiye / Kütahya
Kestane üretimi doğada doğal yetişen ağaçların aşılanması sonucu gerçekleştirilebilmektedir. Türkiye'nin kestane ihtiyacının çok büyük çoğunluğu iç Ege ve Batı Karadeniz karşılamaktadır. Kütahya'nın Simav ilçesinde yer alan 90.000 e yakın ağaçtan 25 gün civarı süren hasattan 2500 aile geçimini sağlıyor. Toplanma aşaması tamamen geleneksel yöntemlerle, çok zorlu şartlar altında ve hala insan gücü ile sürdürülmektedir. Devlete ait ormanlarda kayıt yaptırarak kestane toplayıcılığı yapan ve geçimini bununla sağlayan insanların toplayıcılık karelerini yansıtmak istedim.
1. Tur Başarılı
Funda ÖZTÜRK Bakış Türkiye / İzmir
YAŞAMIN RENKLERİ Değerli sanatçı Ahmet Güneştekin’in 2022 yılı Kasım ayında İzmir Kültürpark’ta açtığı Gâvur Mahallesi isimli sergisinde en başta eserler olmak üzere ziyaretçiler ve sergi mekanı da yaşamın değişik renklerini çağrıştırıyordu. Sanatçı mübadele teması çerçevesinde, taş, metal, plastik gibi materyaller ve objeler kullanarak heykel, resim, video ve enstalasyon gibi farklı disiplinleri bir araya getirmişti. Sergi; mübadele ve zorunlu göçlerin yaşanmışlıklarıyla süregelen etkilerini hissettirirken, sergiyi gezen insanların ilgileri ise şimdiki zamanla geçmiş arasında köprü kuruyordu. Eserler, mekan ve sergiyi dolaşan ziyaretçiler birbiriyle karışarak dışarıdan bakan kişiye renkli ve birbiriyle iç içe geçmiş görüntüler sunuyordu.
1. Tur Başarılı
Bahar YENER SALON_1 Türkiye / Muğla
Yoğun çalışma hayatı içinde, insanlar farklı aktivite ve hobiler geliştirme ihtiyacı duyarlar. Modern dünyanın; insanın fiziksel aktivitesini azaltıcı yönde ilerlemesi, toplumumuzda yaygın hale gelen obezitenin de temel sebebidir. Sağlıksız ve hazır gıda tarzı beslenme ile devam eden yaşam, kişinin pek çok kronik hastalığa yakalanma riskini artırır. Gelişen teknolojinin olumsuz etkilerini azaltmanın, obezite ve hareketsiz yaşamı ortadan kaldırmanın, sosyal yaşantımıza renk katmanın, en iyi yolu olan spor; günümüz insanının vazgeçilmez rutini halini almıştır. Buna bağlı olarak, rağbet gören salon sporlarının başında fitness ve vücut geliştirme sayılabilir. Fitness’ın anlamı; sağlık, sağlıklı yaşam, fit, formda ve zinde olmaktır. Artan fiziksel çaba sırasında vücudun solunan oksijeni kas dokusuna dağıtma yeteneği olarak da tanımlanır. Fitness’ın ortak ve yaygın olarak kabul edilen faydaları kardiyo-vasküler dayanıklılık ,kas dayanıklılığı ,kas gücü ,esneklik ,denge, hız, vücut kompozisyonu sayılabilir. Düzenli spor yapmak ,kişinin kendini disipline etmesi ,özgüvenini yükseltmesi, ruhsal sağlığı rehabilite ederek ,kişinin sosyalleşmesini ,fiziksel olarak iyi bir kondisyona kavuşmasını sağladığı kadar, kötü alışkanlıklardan da (alkol, sigara vb)uzak kalmasını sağlar. Daha sağlıklı bireylerin kazanılmasına öncülük eder. Kaliteli bir yaşam sürmek için önemli bir adımdır. Yaşantımıza renk katan spora, yer açalım.
1. Tur Başarılı
Ergün KARADAĞ beyaz kanatlım Türkiye / Şanlıurfa
KUŞ MEZATI Mezat kelime anlamı olarak ,açık artırma demek.. Kuş mezatı ise, yöreye göre cinsi değişmekle beraber, kuşların açık arttırma ile alınıp satılması anlamına gelmekte.. Kuş mezatı özellikle Güneydoğu’da güvercin üzerinedir. Güvercin güneydoğuda bir sevda bir aşktır. Bir çok evin çatısında bir yaşam tarzı olarak güvercin yetiştirilir. Bir çok ırk, bir çok renk bir sevda halinde yaşar.. Çok ucuz fiyatları olduğu gibi, yeri geldiğinde arabayla takas edilen cinsleri ve fiyatları vardır. Haftanın belli günlerinde kuş severler, bin bir emekle besleyip yetiştirdikleri kuşları alıp ,mezat alanı olan kahvehanelerde toplanırlar. Kuştan geçimini sağlayanların yanı sıra, kuş sevdalısı olanlar, özel ırklar için mezata katılırlar. Mezata gelen kuşlar sırayla mezat kafesine alınırlar. Açık arttırma başlar .Kuşlar elden ele dolaşıp alacaklı kişilerce incelenir.. Kanatlarına, gövdesine, gözüne ,tüyüne bakılır. Kafeste toplanan güvercinler, cinsi, tüyleri, iriliği, parlaklığına göre mezatcı tarafından bir fiyatla ihale başlatılır. Mezata gelenlerce fiyat arttırılır. Bazen özel ırklarda çok heyecanlı rekabet olur. Hiç umulmayacak çok yüksek rakamlara satışlar olur. Beğenilirse ihale en yüksek verende kalır. Kuş onundur artık.. Satılan kuşlar, alıcı ve satıcı olarak bir çeteleye işlenir. İhale sonunda ,kuşu alan ,mezat sonrası çeteleme tutanın yanına giderek parasın verir. Satılan kuşun parasının belli bir yüzdesi de ihalecide kalır.
1. Tur Başarılı
Hasan KOCA Safranbolu Türkiye / Bursa
İÇERİDEN DIŞARIDAN Her coğrafya yeryüzünde bir takım izler bırakır, tıpkı ayak izlerimiz gibi. İnsanoğlu, köyler kurdu, şehirler kurdu, binalar inşa etti, zanaatı öğrendi, sanatı yarattı. Gün oldu, yerin binlerce metre altına ulaştı, gün oldu aya ayakbastı. Her attığı adımla yeryüzünde bir iz bıraktı. Kimi yerler bu izlerle anılır oldu. Bu izleri gün yüzüne çıkarma görevi çoğu zaman sanatçılara düşmektedir. Bir ressam göremediğimiz güzellikleri tuvaline yansıtır, bir müzisyen kulağımıza hoş gelecek tınıları sazına söyletir. Bir ozan en güzel kelimeleriyle oluşturur şiirini. Fotoğrafçıya düşen de, görünen ve görünmeyeni yansıtmak olmalıdır. Hem herkesin gördüğünü, hem de görünenin ardındakileri aktarmak olmalıdır. Bir kenti, bir sokağı, bir yapıyı fotoğraflarken, içine dalıvermelidir. Uzaktan fotoğrafladığımız bir köy evinin içinde yaşanmış ve yaşanan hikâyeyi de anlatabilmelidir. Bir ağacı tanıyabilmek için, nasıl onun meyvesini de görmek gerekliyse, bize o meyveyi tattırabilmelidir. Soframızdaki ekmeği anlatırken, soframıza gelene kadar başından nelerin geçtiğini bilmelidir. Buğday ekenin, buğday biçenin alın terini damlatabilmelidir fotoğrafına. Kadrajını oluştururken, hem dışarıdan, hem de içeriden bakabilmelidir. Kimi zaman o evin kapısını çalmalı ve içeriye girmeli, eğer zaten evin içerisindeyse, kimi zaman da pencereyi açıp kendini dışarıya atabilmelidir. Bu çalışmada, bir konuya hem içeriden, hem de dışarıdan bakmaya çalıştım. İçi dışı farklı hikâyelerle karşılaştım. Bu hikâyelerin izlerini bir arada sunmaya karar verdim.
1. Tur Başarılı
Alper ERAL göçün_beşinde;_2 Türkiye / Tekirdağ
GÜÇÜN PEŞİNDE Hikayeme ilişkin fotoğraflar Marmaranın Batı Yakasında Kumbağ Köyündeki Karadenizden yola çıkarak Ege ve Akdenize geçiş yapan balıkları avlamaya çalışan balıkçıların hikayesi üzerine ; balık göç halindedir , balıkçı takipte bunun ne zamanı vardır , nede hızla değişen havası. Marmara Denizinin tehlikeli sularında giysilerini oluşturan turuncu rengin sarısı kadar canlı ; kızmızısı kadar dikkatli olmalıdırlar. Saat , gün ve mevsim kavramları yoktur , zaman sezon ile sınırlıdır sezonda avlanan balık yıllık geçimleridir çünki; Onlar ve ailleri zamanı belirsiz palamut, lüfer , hamsi ve diğer balıkların bolluğu ile geçimlerini sağlarlar. Onlar için ne kar ne yağmur nede havası ve akıntısının ne zaman değişeceği belli olmayan Marmara Denizinde balığı kovalamak vardır. Ondandır sarı kadar canlı kırmızı kadar dikkatli olmalarını hatırlatan ve dikkat çeken turuncu tulumları ve zamanı olmayan çalışma saatleri günleri... Çoğu ulaşım araçının durduğu , yolların kapandığı veya zorunlu olmayanların karda yola çıkmadığı zaman bile onlar ava hazırlanır ve vira bismillah derler zamanı belirsiz anlarda zorlu havada zorlu sularda. Fotoğraflarım bu zorlu dünyada yaşamaya çalışan ve her gün azalan balık kaynakları ile geçimlerini sağlamaya çalışan Kumbağlı deniz insanlarının hikayesinden bir kesit sunmaktadır.
1. Tur Başarılı
Vedat ŞENTÜRK Pushkar 1 Türkiye / Balıkesir
PUSHKAR Pushkar Deve Festivali, her yıl Kasım ayında düzenlenen büyük bir etkinliktir. Bu Etkinlik deve yetiştiricileri ve tüccarları bir araya getirir.Binlerce devenin katıldığı bu büyk sahnede geleneksel danslar, müzik ve çeşitli yarışmalar sıradışı bir atmosfer yaratır. Pushkar Deve Festivali, binlerce yıldır süregelen bir geleneğe dayanmaktadır. Efsanelere göre, Pushkar'ın kurucusu Brahma'nın çeşitli sebeplerle sık sık yer değiştirmesi sonucunda devesindeki bir yaradan düşen kan damlası, bu güzel şehri ortaya çıkarmıştır. Pushkar Deve Festivali, aynı zamanda Pushkar'ın kutsal gölüne adanmıştır. Festival boyunca, gölde derin ve mistik bir hava hissedilir.Katılımcılar adaklarını sunar ve ritüeller eşliğinde yıkanarak günahlarından arınırlar. Yerel halk geleneksel Rajasthani kıyafetlerini giyer ve renkli işlemelerle süslenmiş develere biner. insanın deve sürülerine ilişkin algısını zorlayacak büyüklükteki sürüler sizi içine alır ve adeta büyüler.. etrafta pişen bol baharatlı lezzetli yemeklerin kokusu büyünün etkisini daha da arttırır. Ritmik melodiler bir anlğına sizi kendinize getirir fakat kısa sürede dans edenlerin yarattığı rüzgar başınızın dönmesine sebep olur.. Deve sütünün zengileştirdiği, çeşitli baharatlar ile hazırlanan çaylar ise çölün ortasında eşsiz bir deneyim yaşatacaktır.
1. Tur Başarılı
Hicran AKAALP KIRK Türkiye / İzmir
KIRK Büyü, sihir, ritüel içeren uygulamaların formülasyonunda önemli bir yeri olan kırk sayısı, yüklendiği anlamları mitolojiden, dinsel inançlardan ve tecrübelerden konu almıştır. Kırk, beklemenin, hazırlığın, denemenin ve cezalandırmanın sayısıdır. Kitabı Mukaddes’te kurtuluş yolu boyunca büyük olaylar bu sayıya bağlanmıştır. O böylece beşeri olaylarda tanrının aracılığının karakteristik bir özelliği olarak karşımıza çıkar. Bu düşünceden hareketle kutsal kitaplara bakıldığında kırk sayısının birçok yerde geçtiği dikkat çeker. Mesela, Ebced hesabına göre Hz. Muhammed’in adının başında ve ortasında bulunan “mim” harfinin sayısal değeri kırktır. Bu nedenle Peygamber’in kendine has bir sayısı olduğu düşünülür. Halk arasında Tanrı’nın Adem’in çamurunu kırk gün yoğurduğuna, dünyanın sonu yaklaştığında Mehdi’nin kırk yıl yeryüzünde kalacağına, yeniden dirilişte göklerin kırk gün boyunca dumanla kaplanacağına ve dirilişin kırk yıl süreceğine inanılmaktadır. Müslümanlar arasında Hz.Muhammed’e kırk yaşında peygamberlik verilmesi, O’na ilk bağlananların kırk kişi olması, kişinin malının kırkta birini zekât olarak vermesinden dolayı kırk sayısı daha da önemli bir yere sahip olmuştur. Sadece Müslümanlıkta değil kırk sayısı, Hristiyanlar için de önemli bir sayıdır. 3. yüzyılda Roma İmpratorluğu döneminde bugünkü Sivas yakınlarında kırk asker Hristiyan olduklarını ilan ettikleri için dönemin valisi tarafından öldürülmüştür. Bu kırk şehit, farklı kiliselerde aynı isimle yaşatılmaktadır. Mardin’deki Ortodoks Süryani Kırklar Kilisesi de buna bir örnektir. Bunların dışında Alevilerde; Kırklar Cemi, Kırklar Semahı, Kırklar Meclisi, Dört Kapı Kırk Makam gibi kullanımlara rastlanır. Kırklar Semahı, kadın ve erkeklerin bağlama eşliğinde yaptıkları dinsel törendir. Hatta Rivayete göre, dünya üzerinde Abdallık mertebesine ulaşan toplam kırk kişi bulunurmuş. ‘‘Kırklara karıştı’’ denilen kişinin, ibadet ederek Abdal olduğu ve görünmez olduğuna inanılır. Tunceli’de bulunan Düzgün Baba’nın da dağlardan kırklara karıştığına inanılır. Anadolu’da kırk ile ilgili halk arasında da pek çok uygulama mevcuttur. Doğumdan sonra anne ile çocuğun kırkının çıkması beklenir. Mardin yöresinde annenin kırk çıkarma işlemi, genellikle “kırk tası” adı verilen, ortasında delikleri ve kırk tane anahtarı (pulu) olan bir tasla yıkanma şeklindedir. Yıkanma işlemi ile kırkının çıkacağına inanılır. Başka bir inanışa göre kırklı iki çocuk yan yana getirilirse “kırk basması” olur ve buna uğrayan çocuk çelimsiz kalır. O nedenle İki loğusa kadın karşılaşırsa, kırklarının birbirine değmemesi için kapı önünde iğne değiş tokuşu yaparlar. Fotoğraflar, Anadolu’daki sayı simgeciliğinin “kırk” etrafında şekillenen yönünü gözler önüne sermektedir.
1. Tur Başarılı
Hakan BAHÇECİ balıkçı ve çırak Türkiye / Konya
Balıkçı İnsanoğlu avlanmaktan vazgeçmedi, vazgeçemedi. Doğa, yaşaması için sahip olduğu ne varsa vermeye hazırdı sanki. Irmaklardan göllere, denizlerden engin ummanlara kadar su altında ne çok nimet ve zenginlik vardı insan için. İnsanlık, balık tutmayı öğrendiğinde acaba kaç yaşındaydı? Bunu kestirmek ve kesin olarak bilmek belki mümkün değil ama su kaynakları bin bir çeşit su ürünüyle insanı beslemeye devam ediyor. Anadolu coğrafyası da balıkçılık için mümbit ve engin bir imkâna sahip. Bu toprakların insanı kimi zaman oltasıyla kimi zaman takasıyla ve çoğunlukla ağıyla güçlü bir bağ kurdu suyla. Kâh geçimini sağlamak kâh çoluk çocuğunu doyurmak için attı ağını denize, göle, nehre. Kısmetinde ne varsa alıp çekti suyun bağrından. Büyük gemilerle ticaretini yapanlara değil de elinde oltası, omzunda ağı ile gördüklerimize balıkçı demeyi tercih ettik biz. Biz demişsem tüm Anadolu gelir aklıma. Küçük bir kıyı kasabasının mütevazı balıkçıları… Kar kış demeden, soğuk ayaz demeden nasibin peşinde balıkçılar onlar…
1. Tur Başarılı
Yusuf TATLITÜRK yetmisiki Türkiye / İstanbul
ANADOLU KADINLARI Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk "Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir’’ diyerek kadına verdiği değeri bu şekilde ifade etmiş ve dünyanın en medeni devletlerinden önce Türk kadınına tanıdığı haklar ile de bu sözünün arkasında durmuştur. (1) Mustafa Kemal Atatürk "Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez." sözü ile Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında ve sonrasında başlatılan muasır medeniyetler seviyesine çıkılmasında erkeklerle omuz omuza uğraş veren Türk kadınının fedakarlığını gözler önüne sermiştir. (1) Halide Edip Adıvar, Şerife Bacı, Kara Fatma, Satı Kadın, Çete Ayşe, Halime Çavuş, Sabiha Gökçen gibi isimlerini saymakla bitirilmeyecek kadınlar ve isimleri bilinmeyen Anadolu Kadınları yaptıkları fedakarlıklar ve cesaretleri ile gelecek kuşaklara örnek teşkil etmiştir. Anadolu’nun birçok bölgesinde objektifime yansıyan görüntülerde kadınların nasıl emek vererek gece gündüz demeden çalıştıklarını gördüm. Bazen tek başlarına bazen diğer kadınlarla bazen de erkeklerle beraber hiç gocunmadan çalışarak harikalar yarattıklarına ve yoktan var ettiklerine şahit oldum. Anadolu Kadınları evde, tarlada, ahırda yaptıkları günlük işler dışında boş bulduğu her vakit evin geçimine katkı sağlamanın uğraşını da vermektedir. Buna en güzel örneklerden biri ellerindeki kısıtlı malzeme ile çocuklarının oynaması için yaptıkları bebekleri zamanla satmaya başlayan Damallı kadınların aslında pek de farkında olmayarak ortaya çıkardıkları "Damal Bebekleri" dünyaca meşhur olmuştur. Anadolu Kadınının bence en büyük özelliği zamanını asla boşa harcamamasıdır. Koyunların yünlerinin değerlendirilmesi, çamurdan çanak çömlek yapılması, buram buram kokan ekmeklerin, yufkaların, lavaşların yapılması Anadolu Kadının emeğinin ve alın terinin karşılığıdır. Çektiğim fotoğraflara baktıkça Nurşen Alıcıer’in Annem şiiri aklıma gelir. Bence bu fotoğraflar tam da bu şiirin yansımasıdır. Annem Annem dünyanın en güzel kadınıydı En güzel gülümseyen kadını... Suya şeker katsa Sütlaç olurdu Toprağa kül dökse / Gül... Nurşen Alıcıer (2) KAYNAKÇA https://tr.wikiquote.org/wiki/Mustafa_Kemal_Atat%C3%BCrk/Kad%C4%B1nlr (Erişim tarihi:24.10.2023) (1) https://www.edebiyatla.com/siirler/annem-223211 (Erişim tarihi:24.10.2023) (2)
1. Tur Başarılı
Goksen ERATA dünyanın bütün çiçekleri Türkiye / Edirne
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ “Bana çiçek getirin, dünyanın bütün çiçeklerini buraya getirin.” (1) Bir öğretmenin ölmeden önceki son sözleri… Kaderlerini kendisine benzettiği , yalnızlıkta açan , kimsenin farkında olmadığı o köy çocukları, memleketimin çetin, zorlu, çorak topraklarında her şeye inat kök salan , hayata tutunan , var olan o minik bedenler için ölüm döşeğinde bile endişe duyan idealist , kimsesiz , gencecik bir köy öğretmeni Şefik Sınığ. Kısacık ve hüzünle dolu ömründe kendisine uzanan yardım eli ile dünyası değişen, insan olmanın bir cana dokunmak olduğunun bilincinde, hayatını narin birer çiçeğe benzettiği küçücük tohumları yeşertmeye adamış bir genç adam. “Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, En güzellerini saymadım çiçeklerin, Çocukları, öğrencileri istiyorum. Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini, Köy okullarında açan, gizli ve sessiz, O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek. Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek, Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Ben mezarsız yaşamayı diliyorum, Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum, Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın, Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın, Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım, Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim, Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.” (2) 1949’da Gönen Köy Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra, Dinar’a bağlı Sütlaç köyünde öğretmenlik yapan Şefik Sınığ, Bostancı köyündeki öğretmen arkadaşı ile birlikte çocukların patlayan futbol topunu tamir ettikleri sırada yıkılan okul duvarının altında kalarak hayatını kaybetmiştir. Cenaze törenine katılan bir üniversite öğrencisi, onun son sözlerini şair Ceyhun Atuf Kansu’ya anlatmış; olaydan çok etkilenen Kansu, Şefik öğretmenin ağzından bir şiir kaleme almıştır. Bu şiir görev başında hayatını kaybeden bir öğretmene duyulan saygının bir yansıması ve onun nezdinde görev başında hayatını kaybeden tüm öğretmenlerimize ithaftır… (1)Köy öğretmeni Şefik Sınığ ‘ın son sözleri (2)Dünyanın bütün çiçekleri , Ceyhun Atuf Kansu - Yanık Hava (1951)
1. Tur Başarılı
Ayses UNGAN duvar 1 Türkiye / İzmir
BERLİN DUVARI , 2. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA İKİYE AYRILAN DOĞU VE BATI ALMANYANIN BERLİN ŞEHRİNİ İKİYE BÖLDÜ. 155 KM. UZUNLUĞUNDA Kİ BU ‘SINIR’ DUVAR SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNİN BİTİŞİNİN DE SİMGESİ OLARAK HAFIZALARA KAZINDI. DUVAR YAPIMINDAN 28 YIL SONRA1989 DA YIKILDI. 2 ALMANYA RESMİ OLARAK DUVARIN YIKILIŞIYLA 1990 DA BİRLEŞTİLER . GELECEK NESİLLERE GEÇMİŞTEN DERS ALMALARI İÇİN , YENİ ACILAR YAŞANMASIN DİYE DE DUVARIN BAZI BÖLÜMLERİ ÖZELLİKLE YIKILMAMIŞTIR. 1990 YILINDA ‘EAST SİDE GALLERY’ İSMİ VERİLEN BÖLÜMDE 21 ÜLKEDEN GELEN SANATÇILARIN ,DUVARIN YIKILIŞI , DEĞİŞEN DÜNYA VE MODERN SANAT ANLAYIŞINI TAŞIYAN 105 GRAFİTİ İLE KALAN DUVVARLARI SÜSLEMİŞ, KALICI VE ÜLKEYE DEĞER KATAN ESERLER BIRAKMIŞLARDIR.. BENDE BU DUVARIN GEREK TARİHSEL , GEREK FOTOGRAFİK , GEREKSE DE SANATSAL YAPISIYLA TÜM ZİYARETÇİLERİNİ ETKİLEDİĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜM KONUYU İŞLEMEYE ÇALIŞTIM..
2. Tur Başarılı
Fatma SALT KADIN EMEGI Türkiye / Adana
ATEŞTE AÇAN ÇİÇEKLER Erzincan’daki tuğla fabrikasında çalışan kadınlar ,kadın gücünün bir simgesi adeta .Bin dereceyi bulan fabrikada , alın teriyle çalışarak üretmenin gururu yüzlerinden okunuyor . Sabahın erken saatlerinde başlayan mesai ,akşama kadar devam ediyor .Yüreklerinde çocuklarına daha iyi bir hayat vermenin telaşı var .Daha güzel evlerde yaşamanın , aydınlık yarınların hayalini kuruyorlar . Ekmeklerini ateşten çıkaran , çalışkan ve yürekli, emekçi kadınlara saygıyla ..
2. Tur Başarılı
Seray AK Prag3 Türkiye / İzmir
Yeryüzü Bulutları Bulutlar… Benim için her şeyin başlangıç noktası onlar. Onların güzelliği, herkes için farklı anlama gelen şekilleri, renkleri, yapıları ve hissettirdikleri… Çocukluğumdan beri bulutları izler, onlardan farklı anlamlar çıkarıp mutlu olurdum. Seyahat ettikçe bulutlardan çıkardığım farklı anlamlar gibi baktığımız ve gördüğümüz şeylerin çok farklı anlamlara geldiğini keşfettim. Ruh halimize göre değişen bakış açımızla bambaşka dünyaları yakalama telaşı içerisinde birkaç güne sıkıştırdığımız seyahat programlarında bana nefes aldıran ve dünyayı farklı gösteren su birikintilerinden yansımaları çekerek hissettiklerimi yansıtmaya çalıştım bir bakıma. Aslında bu yansımalarda aradığım şey çocukluğumda düşlediğim bulutların farklı anlamlara gelen masalsı yanını fotoğraflarıma yansıtmaktı. Herkesin kendi bakışıyla, hisleriyle, duygularıyla farklı anlamlar çıkaracağı nice fotoğraf yolculuklarına sahip olmamızı diliyorum.
2. Tur Başarılı
Erol ÖZER Demirkazık tırmanışı (1) Türkiye / Mersin
Demirkazık zirvesinden iniş Demirkazık 3756 m. yüksekliğiyle Niğde Aladağlar’ın en yüksek ikinci zirvesidir. Yerli ve yabancı bir çok dağcının en fazla tırmanış yaptığı, Anadolu’nun en görkemli ve zorluk derecesi yüksek zirvelerinden birisidir. Bölgeye yaklaşımların çok büyük bir kısmında manzaraya Aladağların güzelliğini ve görkemli zirvelerini temsil edercesine hep Demirkazık zirvesi girer. Bizim gibi dağ fotoğrafçılarının tırmanış zorluğu yanında fazladan bir fotoğraf makinesi taşıma yüküne karşın, etrafımızı saran doğanın vahşi ve eşsiz güzelliği, olağanüstü manzaraları yakalama şansı ve düşüncesi, bu güzelliği sadece hayranlıkla izlemenin dışında bir fotoğrafçı olarak onu herkesle paylaşma duygusunu da hissettirir. Bu görkemli zirveye birçok farklı rotadan ulaşılabiliyor. Bu rotalar arasında en yaygın kullanılanı genelde riskin en az olduğu düşünülen doğu klasik rotadır. Doğu klasik rotadan Demirkazık dağının 3756 m. yüksekliğindeki zirvesine tırmanışı bir çok deneyimli dağcının tercih ettiği gibi fazla zaman kaybı olmaması açısından herhangi bir teknik malzeme kullanılmadan çıkılmasıdır. Zirve tırmanışı ve zirve defterinin imzalanmasından sonra dağcılar tırmandıkları klasik rotadan inişe geçerler. İniş her zaman çıkışa göre daha zordur ve bir miktar risk barındırır. Demirkazık dağının topoğrafik yapısı aşağıya bakınca bir boşluk hissi uyandırır. Dağcılar bu açıdan tırmanışta tercih etmedikleri teknik malzeme kullanımını inişte çoğunlukla tercih ederler. Daha önce dağın belirli yüzeylerine vidalanmış bolt ve sikke adı verilen malzemeler kullanılarak dinamik ip, emniyet kemeri, karabina, sekizli ve iniş takımı gibi malzemelerle güvenli bir şekilde aşağıya iniş yapılır. Buradaki fotoğraflar Demirkazık zirvesinden aşağıya inişte teknik malzeme kullanılarak yapılan inişe ait fotoğraflardır. (İkinci Tur)
2. Tur Başarılı
Fikriye ER Pavli Panayiri-1 Türkiye / İstanbul
Pavli Panayırı Kırklareli Pehlivanköy de her sene Eylül ortasında yapılan ve Roman eğlence kültürünün yaşandığı bir panayırdır. Dört gün süren panayırda, kuzular kesilir ve odun ateşinde ağır ağır çevrilerek pişirilir ve gelen misafirlere ikram edilir. Bir yandan yemekler yenirken, klarnet ve davulun eşliğinde eğlence tam gaz yaşanır. Kurulan büyük lunaparkta Salıncaklar döner, çarpışan otomobilde çocuklarla beraber büyükler de gönüllerince eğlenirler. Panayırın etrafına yerleştirilen römorklar 4 gün romanların evi olur. Orada yer, orada yatarlar. Pamuk şekerciler, Ceviz helvacılar, sucuk ekmekçiler panayırın vazgeçilmezidir. Küçük oyun tezgahları da eğlenceye renk katar. Halka oyunu, zar atma, kaleye gol atma gibi oyunlarda küçük simgesel ödüller için kıyasıya mücadele edilir. Pavli Panayırı eğlencenin Kırklareli’deki adresidir.

Yarışma ve Sonuç Belgeleri

İlgili yarışmaya ait yüklenen belgeler aşağıda listelenmiştir.

Açıklama Bağlantı
Yarışma Şartnamesi Şartname İndir
Sonuç Bildirgesi Sonuç Bildirgesi