İFOD 1. Yusuf Tuvi Kupası Fotoğraf Yarışması

Sayısal (Dijital)

Results information of the relevant category are listed below.

Photo Name surname Photo Title Country city
1. Tur Başarılı
Fatih GONUL Simitci Turkey / Ankara
Başkentimizin önemli sembollerinden biri olan Ankara Kalesi, ziyaretçilerine eşsiz bir kent manzarası sunuyor. Ne zaman inşa edildiği bilinmese de milattan önce iki binli yıllarda olduğu tahmin ediliyor. Kimi kaynakların işaret ettiği bilgilere göre Ankara Kalesi’nin, Phryg (Frig) kralı Midas'ın emri ile yapılmış olduğu söylenmekte. Yine aynı kaynaklarda Ankara kentinin kurulması esnasında inşa edilmiş olduğu da belirtiliyor. Elbette kale inşa edilirken çevresine çok sayıda ev de yapılmış. Bu evlerden bazıları günümüzde lokanta ve dükkan olarak da kullanılıyor. Kale, inşa edildiği günden bugüne kadar da hali ile tahribe uğrayarak zarar görmüş. Ancak Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde pek çok kez onarımdan da geçmiş. Elbette bu onarımlar sırasında her ulusun kaleye kendine ait katkıları da yapması neticesinde, kalede pek çok medeniyete ait kalıntıların da olması gözden kaçmayacaktır. Tarihi geçmişe sahip olan Ankara Kalesi, ayrıca Hititler dönemi sonrası oluşturulan bir kale olma niteliğine de sahip. Özellikle Hititlilere ve Hititlilerden önceki çağlara da ait pek çok kalıntı Ankara Kalesi çevresinde bulunmuş durumda. İlk olarak on yedinci yüzyılın ortalarına doğru şehirde bulunan Evliya Çelebi ise kenti ve kentteki yaşamı detaylarıyla şu şekilde anlatmış: "Ankara'nın yüksek bir dağın tepesine dört kat beyaz taştan yapılmış sağlam bir kalesi vardır. Kale iç içe üç kat surlarla çevrilidir. İç kalenin çevresi kayalıktır. Bu yalçın kayalardan kaleye tırmanmak çok zordur. İçkalede toplar, çeşitli silahlar, cephane ve 600 ev bulunur. İçkale aşağılarda ikinci sıra surlarla çevrilidir. Dağın eteklerinde ise üçüncü sıra dış surlar yer alır. Bu dış surlarla tüm kent güvenlik altına alınmıştır." Bugünlerde bu Kale civarlarında, yine çeşitli dönemlerden kalma pek çok tarihi Ankara Evi yer alıyor. Kaleiçi Mahallesi’nde var olan eski Ankara Evleri sur duvarlarıyla çevrilmiş olan dik ve dar bir konumda bulundukları için inşa edilirken de dar alanlardan mümkün olduğunca fazla faydalanılmaya özen gösterilmiş. Bunun yanı sıra çevresinde bulunan rengarenk evleri adeta nostalji kokan sokaklarıyla, hiç bozulmamış yerel hayatıyla, samimiyet dolu lokantaları ve dükkanlarıyla, hiç eksik olmayan neşeli çocuk cıvıltılarıyla, her köşe başında sevilmeyi ve beslenmeyi bekleyen kedileriyle beraber eskimeyen gerçek “mahalle kültürü”nü iliklerinize kadar yaşatıyor ve kendinizi farkında olmadan gülümserken buluyorsunuz. Bu nostaljik sokakları adımlarken kentin samimiyeti sizi resmen kucaklıyor. Neredeyse her renkten evin bulunduğu bu eşsiz mahalle rengarenk bir çiçek bahçesinde geziyormuşsunuz gibi içinizi açıyor. Doğallığından hiçbir şey kaybetmeyen yerel halk; hepimizin özlem duyduğu o eski mahalle kültürü ve komşuculuk ilişkilerini hala çok aktif bir şekilde sürdürüyor.Bugün neredeyse altı milyon insana ev sahipliği yapan başkentte, mahalle sokaklarında akşam ezanına kadar çeşit çeşit oyun oynayan çocukların sayısı her geçen gün azalıyor. Belki çağımızın güvenlik sorunu, belki de teknolojinin ilerlemesi nedeniyle çocukların oyun zevkinin değişmesi ya da sokakların çocuk oyunlarına elverişli olmaması gibi sebeplerden dolayı, onları sokaklarda hayatının tadını çıkarırken görmek biraz şans işidir diyebiliriz. Ancak bu sokak oyunları kültürü, Ankara Ev’lerinde hiç bitmemiş. İnsanların komşularına duyduğu güven ve sevgiyi, evlerinin önünde hiç eksik olmayan ilkokul çocuklarının neşeli kahkahalarından anlayabilirsiniz.
1. Tur Başarılı
Metin Burak KINACILAR Camurdan_hayatlar Turkey / Gaziantep
GAZİANTEP ŞEHRİNDE SON EMEKTARI MUZAFFER AMCA.. GAZİANTEP'TE BULUNAN SON ATÖLYENİN 50 YILLIK EMEK USTASI. ESKİDEN ONLARCA ATÖLYE VARKEN ŞİMDİ BİR TANE KALMASI VE YENİ USTALARIN YETİŞTİRİLEMEMESİ SORUNU NEDENİYLE BELKİ YOK OLUP GİDECEK BİR AN.
1. Tur Başarılı
Celal ERDEM semah-5 Turkey / İzmir
SEMAHLAR Semah, Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli Tarîkat Âyini'dir.(1) Alevi ve Bektaşiler tarafından inançları gereği cemlerde icra edilen semah, hizmet sahipleri olan zakirlerin çaldığı saz eşliğinde söylenen sözler ve müziğin ritmine uyarak yapılan mistik ve estetik hareketler ile Tanrı’ya ulaşma yoludur. Türkiye coğrafyasının genelinde canlı bir biçimde yaşayan semah, uygulayıcıları ve taşıyıcıları olan Alevi - Bektaşi toplulukların yaşadıkları coğrafi bölgelere göre samah, semağ, zamah, zemah gibi farklı isimlerle anılır. Bölgelere göre semahların müzik ve ritim yapısı açısından farklı örnekleri ile karşılaşmak mümkündür. Aynı isimle icra edilen semahlarda dahi ezgi ve söz yapısında farklılıkların bulunması semah kültürünün zenginliğinin bir göstergesidir. Semah dönenler birbirlerine dokunmadan, daire şeklinde ve karşılıklı durarak semah ederler. Semah dönüldüğü sırada köşede bulunan dede makamına sırt dönülmez. Semahın değişik bölümlerine evrenin dönüşü, turnalar gibi daire şeklinde uçmak ve kanat çırpmak gibi farklı simgesel anlamlar yüklenmektedir. (2) "Yaşamın Rengi" konulu bu yarışmaya Anadolu'nun rengarenk ritüeli ve İnsanlığın ortak Kültürel Mirası olarak kabul edilmiş olan semahları sunmak istedim. Sevgi-saygı-eşitlik gibi hayatımıza dokunan güzelliklerin bir yansıması olarak Semahların tanıtılmasının ihtiyaç duyduğumuz hoşgörü ortamına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Alevi inancına sahip dostlarımızın ısrarla ifade ettikleri "semah dans değildir; ibadettir" ve "semah, her yerde sahnede/meydanda yapılmaz; en doğrusu Cem Töreninde yapılmasıdır " gibi düşüncelerine saygıyla somut ve doğrudan fotograf yerine soyutlamanın daha münasip olacağını düşündüm. Düşük enstantane ve zoom-out tekniğiyle semahları zamandan/mekandan/kişilerden soyutlayarak daha estetik hale getirmeyi amaçladım.. Anadolu'nun 5 yöresinden yerel gerçek kişilerin yaptığı semahlar fotograflandı.. Adıyaman, Tokat, Çankırı, Antalya/Elmalı ve Eskişehir/Battalgazi yörelerinden; Hacı Bektaş semahı, Kırklar semahı, Turnalar semahı, Abdal Musa, Tahtacı semahı'ndan birer sahne ile Anadolu aleviliğinin renklerini/ahengini sergilemek istedim. Semah, Alevi-Bektaşi Ritüeli 2010 yılından itibaren UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kayıtlıdır. (2) (1) Vikipedia >>> https://tr.wikipedia.org/wiki/Semah (2) Kültür ve Turizm Bakanlığı >>> https://aregem.ktb.gov.tr/TR-202348/alevi-bektasi-ritueli-semah.html
1. Tur Başarılı
Musa AYDOĞDU Evlat hasreti Turkey / Bitlis
2018'de fotoğraf çekme sevdam başladı bu zamana kadar fotoğraf çekmeye devam ediyorum.
1. Tur Başarılı
Fikriye ER Kadin hersey-5 Turkey / İstanbul
Konu: Kadın HERŞEYDİR. Ülkelerde istenilen refah düzeyine ulaşmanın yolu sadece ve sadece kadının hayatın her alanına dâhil olmasından geçer. Yaşam ve doğa kadının emeği ile hayat bulur. Kadın emeği, sadece aileyi var etmez, çocuklarını, eşini, kardeşlerini ya da ebeveynlerini yaşatmaz, dünyanın dönüşüne de geleceğin oluşumuna da katkı sunar. Doğurduğu evlada yol gösterir. Eşine ruh verir, aşk verir. Evine bahar getirir. İşinde başarılıdır. Kadın dokunduğu toprağa can verir. Her daim üretir, yaratır, başarır, kazanır. Kadın, topluma yol gösteren, omuz veren, gelişmesi ve değişmesini sağlayan doğru bir pusuladır!.. Kadın engel tanımaz. Tüm engelleri aşacak güce, beceriye ve azme sahiptir. Kadın sömürüye isyan eden, haksızlığa başkaldıran yaman bir güçtür! Kısaca kadın hepimizin varlık nedenidir!.. • Kadın=Anadır. • Kadın=Ailedir. • Kadın=Sanattır. • Kadın=Güçlüdür. • Kadın=Çözümdür. • Kadın=Sevgidir. • Kadın=Duygudur. • Kadın=Gönüldür. • Kadın= Detaydır. • Kadın=Şefkattir. • Kadın=Hayattır. • Kadın=Candır. Kadın HERŞEYDİR.
1. Tur Başarılı
Kural İhlali nedeni ile TFSF Yönetim Kurulu Kararı ile kaldırılmıştır
Görüntülerden de anlaşılacağı üzere bu beş fotoğrafın ortak konusu yansımadır . Görüntülerin tamamı bina camlarındaki yansımalardır. Bunlar gerçek yansıma görüntüleri olup photoshop ile herhangi bir değiştirme / başkalaştırma yapılmamıştır . Sadece renk doygunluğu, kontrast , pozlama , keskinleştirme , toz alma gibi temel PS işlemleri yapılmıştır. Camlardaki ışık kırılmaları ve camların yapısından dolayı yansımalar sürrealist görüntülerin oluşmasına neden olmuştur. Önünden yürüyüp geçerken hiç fark etmediğimiz bu ilginç başkalaşmış görüntüler şehirde sergilenen sürrealist sanatsal tablolar gibidir. Fotoğrafların tamamı Türkiye’de çekilmiştir.
1. Tur Başarılı
Yağmur KILIÇ RENKLİ SOKAKTA GİDERKEN Turkey / İzmir
Pencereler… Evimizin dış dünyaya açılan şeffaf duvarları.Sokakla mahremiyetimiz arasına giren hudutlar…Gelmekte ve gitmekte olanı beklediğimiz nahif ve savunmasız köşeler…Evlerin içinde duvaksız dolaşmayan gelindir sanki...Her gün onlarca,yüzlerce hayat geçip gider bu pencerelerin önünden.Apartmanımızın,meskenimizin gözleri gibidir bir nevi.Bir nevi vigla…Kapılar da tıpkı pencereler gibi bu özelliklerin büyük çoğunluğuna sahiptir.Bununla birlikte, aralarında benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da olan bu iki kardeşin kendine has özelliklerini de gözlemlemek mümkün.Aynı coğrafyayı bırakın,farklı bölgelerde ve hatta farklı şehirlerde dahi bu özgünlüğü çok rahat bir şekilde görebiliriz..Elbette ki bu özgünlük,zamanla eşgüdümlü olarak gerçekleşir.Bu sebeptendir ki pencereleri “Dünya İnsanları”na benzetirim.Farklı coğrafyaların insanları da öyle değil midir?Her birinin rengi,mimarisi,motifi farklı olsa da,aynı değerleri taşır.Her gün önünden geçip gittiğimiz bu pencereler günlük yaşamımızda bize yoldaşlık ettiği yetmiyormuş gibi insanlığın kültürüne,tarihine, değişen dünyaya da tanıklık ediyor.Edebiyatta,müzikte,resimde,mimaride,kısacası sanatın hemen hemen her alanında,hissiyatımızda yer tutuyor.
1. Tur Başarılı
Gülin YİĞİTER biber kurutma Turkey / Eskişehir
Bilecik' te yazın tarladan toplanan biberler ipe dizilerek evlerın tavan ve duvarlarına asılarak kurutmaya bırakılır. Ocak ayına kadar kuruma işlemi devam eder.
1. Tur Başarılı
Tolga BÖLÜKBAŞIOĞLU torakci_cocuklar_4 Turkey / Antalya
Torakçı Çocuklar Çok zor şartlarda torakçılıkla geçimlerini sağlamaya çalışan ailelerin yaşadıkları bütün zorlukların yanı sıra; sesleri , gülüşleri, hüzünleri, umutları ile ateş duman ve is kokuları içinde kaybolan ama hep gülümseyebilen, bütün zorluklara göğüs gerebilen o küçük yürekler. Torakçıların çocukları…
1. Tur Başarılı
Abdulkadir HAYTA Ulus Çarşısı 3 Turkey / Ankara
ULUS ÇARŞISI SİLÜETLERİ Bozkır kasabasından Başkente dönüşen Ankara’da yeni bir cumhuriyet devletinin ilk adımlarına şahitlik eden Taşhan adındaki semt, tam bağrına yerleştirilen Zafer Anıtı heykeliyle beraber önce “Hakimiyet-i Milliye Meydanı” ardından da “Ulus” adını alıyor. Kurtuluşun büyük sembollerinden Zafer Anıtına eşlik etsin diye etrafına yapılan sembol yapılardan bir tanesi de “Ulus Çarşısı”ydı. Yıllarca Ankara’nın en önemli ticaret merkezlerinden birisi olarak kentlilere hizmet eden Çarşı önceki dönem kent yöneticilerinin kendisinden kurtulmak için gösterdiği tüm çabalara rağmen dimdik ayakta ve gölgesinde kentli silüetleri saklamaya devam ediyor. Ankara Mimarlar Odasının web sitesinde yer alan şu satırlar(1) Ulus Çarşısını ve onun önemini bir defa daha hatırlatıyor bizlere: “Üç bir tarafındaki yolların, dolayısıyla yakın kentsel çevresinin oldukça zor ve karmaşık verilerine rağmen; oluşturduğu iç avlular, sokaklarla kurduğu ilişki, Meydan’a, Heykel’e karşı tavrı, yüksek büro bloğunun hafif gerilimli yapısı ve benzeri unsurlar yapıya adeta bir ‘Kentsel Yapı’ statüsü kazandırmaktadır. Yapı, yakınçağ mimarlık tarihimiz açısından son derece önemli düzeyde bir belge değerine sahiptir.” Burada ifade edilen mimari değerinin yanında amatör bir sokak fotoğrafçısı gözünden baktığımda; taşıdığı grafik değerler, insan ile olan ilişkisi, geniş avluları, merdivenleri, sütunları ile Çarşı fotoğrafçıyı adeta içine alıyor. Yusuf Tuvi; “Çektiğim her portrede biraz da kendi portremi çekiyorum belki de, kendi yaşamıma dair bir kayıt, bir belge tutuyorum... Başka hayatları anlamaya çalışırken, kendime dair bilmediklerime de ulaşmaya çalışıyorum.” cümlesiyle portrelerini anlatırken; başkalarının hayatlarına odaklanan fotoğrafçının o hayatlara kattığı öznel yorum ve bakışıyla aslında kendi hayatına da bir ışık tuttuğunu ve fotoğrafçının ruhunda kendisinin bile yeni farkına vardığı gizli kalmış noktaların da fotoğrafla birlikte ortaya çıktığını ifade ediyor. İşte bu noktada ben de Ulus İşhanı fotoğraflarımla her ne kadar şu anda başka bir dünyaya ışık tutuyor gibi görünsem de aslında öznel olarak kendi çocukluğuma bir ışık tutuyorum. 80’li yıllarda Ankara’da çocuk olup da Zafer Anıtı, Ulus Çarşısı, Mişmiş Dondurma, Akman Boza ve benzeri kent simgesi haline gelmiş yapılara dokunmadan büyümüş çok az insan vardır. Bu fotoğraflar benim de çocukluğuma dokunuyor: Heykelin gölgesinde oturup, Mişmiş Dondurmadan alınmış sakızlı dondurmamı yalarken, annemin yakındaki sebze-meyve halinden aldığı hamsilerin akşam evde kızarırken yaydığı kokuyu burnumda duyuyor, Çarşı içindeki terzilerden birinde dikilmiş kadife pantalonumun dizindeki yamayı okşarken Akman Bozanın olduğu Çarşı içi meydanlardan birisinde çocukluğumun özgürlüğüyle etraftaki büyüklere çarparak, takılarak, düşerek koşmak istiyorum. Ancak biliyorum ki ne çocukluğum geri gelecek ne de Ulus Çarşısı o eski debdebeli günlerine geri dönecek. (1) http://www.mimarlarodasiankara.org/index.php?Did=1478
1. Tur Başarılı
Emel GÜLEY 4 Turkey / Denizli
Bence her fotoğrafın bir hikayesi olduğu gibi her fotoğrafın bir de şiiri vardır. İşte benim fotoğraflarımın şiiri; ‘’ MASALLARIN MASALI Su basında durmuşuz, çınarla ben. Suda suretimiz çıkıyor, çınarla benim. Suyun şavkı vuruyor bize, çınarla bana. Su basında durmuşuz, çınarla ben, bir de kedi. Suda suretimiz çıkıyor, çınarla benim, bir de kedinin. Suyun şavkı vuruyor bize, çınarla bana, bir de kediye. Su basında durmuşuz, çınar, ben, kedi, bir de güneş. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, bir de günesin. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, bir de güneşe. Su basında durmuşuz, çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze. Su basında durmuşuz. Önce kedi gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra ben gideceğim, kaybolacak suda suretim. Sonra çınar gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra su gidecek güneş kalacak; sonra o da gidecek... Su basında durmuşuz. Su serin, Çınar ulu, Ben şiir yazıyorum. Kedi uyukluyor Güneş sıcak. Çok şükür yaşıyoruz. Suyun şavkı vuruyor bize Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze....’’ (1) (1) : Nâzım Hikmet RAN. 7 Mart 1958, Varşova
1. Tur Başarılı
Gülnaz ÇOLAK 1 Turkey / Ankara
FARKLI DÜNYALARIN ÇOCUKLARI İnsanın doğumla başlayıp ölüm ile sonlanan .yaşam süreci; bebeklik,erken çocukluk, okul çağı dönemi,ergenlik,yetişkinlik ve yaşlılık gibi farklı yaşam dönemlerini içermektedir. Bu farklı dönemlerde bireylerin büyümesini ve gelişimini gösteren fiziki gelişim, hareket gelişimi, dil gelişimi,sosyal gelişim, duygusal gelişim, bilişsel gelişim gibi farklı alanlarda farklı gelişim ödevleri bulunmaktadır. Bu kapsamda normal gelişim gösteren çocukların hangi yaşam döneminde, hangi gelişim alanında hangi özellikleri göstermesi gerektiğine ilişkin standartlar bulunmaktadır.Dolayısıyla normal gelişim standartlarının dışında kalan çocuklar, gelişimi farklı olan çocuklardır.(Baykoç,2014). ENGELLİLİĞİN TANIMLANMASI VE SINIFLANDIRILMASI Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun İnsan Haklar’ı Bildirgesi’ne ek 3447 sayılı sakat kişilerin hakları bildirisinin 1. Maddesine göre özürlü “ normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar engellidir.” Şeklinde tanımlamaktadır.(Özürlüler Şurası,1999;6). Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına ilişkin sözleşme(2009)’de engelli kavramı, “diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel,zihinsel,düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri” tanımlamaktadır.(Aykara,2010;6). Yapılan tüm bu tanımlara bakıldığında engelli bireylerin,sosyal yaşamın gereklerini yerine getirebilmekten yoksun,dezavantajlı, karşılanması gereken bazı gereksinimleri noksanları bulunan muhtaç insanlar olarak algılandığı görülmektedir. (Aykara,2010;7). Engelliğin Nedenleri? Engelli bireylerde meydana gelen yetersizliklerin nedenleri; -Doğum öncesi nedenler, -Doğum sırası nedenler, -Doğum sonrası nedenler ve diğer nedenler olarak sınıflandırılmaktadır.(Özdemir,2011;4; Aile Eğitim Rehberi) Engel türlerinin sınıflandırılmasına ilişkin çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır.Yaklaşımların genel sonucunda engellilik altı ana başlık altında incelenmektedir.(Altınkurt,2008;8). Başlıca engellilik sınıflandırılması; 1-Zihinsel Engelliler 2-İşitme Engelliler 3-Konuşma Engelliler 4-Görme Engelliler 5-Ortopedik (Fiziksel) Engelliler 6-Süreğen hastalığı olanlar. ENGELLİLERİN EĞİTİM HAKLARI; TC Anayasası Madde 42:Devlet durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Madde 15: Hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim alması engellenemez.Engelli çocuklara,gençlere ve yetişkinlere özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak bütünleştirilmiş ortamlarda ve engelli olmayanlarla eşit eğitim imkanı sağlanır. Farklı bir algı, düşünce ve duygu dünyası olan özel durumda ve farklı gelişim gösteren çocukların eğitimleri için, normal eğitimden farklı olarak özel yetiştirilmiş personel, özel geliştirilmiş proğramlar, özel araç-gereçler, özel eğitim görmüş öğretmenler ve kurumlar, Ayrıca özel düzenlenmiş çevre gerekmektedir. Bu eğitim şekli “Özel Eğitim” Özel gereksinimi olan çocukların Eğitimi” olarak adlandırılmaktadır.(Aykara,2010). ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN BİREYLERİN; -Toplum içindeki rollerini gerçekleştiren, başkaları ile iyi ilişkiler kuran, iş birliği içinde çalışabilen, çevresine uyum sağlayabilen,üretici ve mutlu bir vatandaş olarak yetişmelerini. -Toplum içinde bağımsız yaşamları ve kendi kendilerine yeterli bir duruma gelmelerine yönelik temel yaşam becerilerini geliştirmelerini. -Uygun eğitim proğramları ile özel yöntem, personel ve araç-gereç kullanarak Eğitim ihtiyaçları yeterlilikleri, ilgi ve yetenekleri doğruldusunda üst öğrenime, iş ve meslek alanlarına ve hayata hazırlanmalarını amaçlamaktadır.

Contests and Results Documents

The documents uploaded for the related competition are listed below.

Explanation Connection
Competition Specifications Download Specification
Specification Final Declaration Final Declaration